Cuma, Eylül 22, 2006

Asya Motor'dan Motosikletli Masaüstü Duvar Kağıtları

Bugün farkettim. Asya Motor satışını yaptığı motosiklet modellerinin duvar kağıtlarını hazırlamış. Dilerseniz web sitesinden indirebiliyorsunuz.

Ben en çok, retro tasarımı ve beklentinin üzerindeki performası ile kısa zamanda oldukça popüler hale gelen AS 125 T modeli için hazırlanan bu duvar kağıdını beğendim.

Asya Motor - AS 125 T

Diğer Asya modellerinin duvar kağıtlarını da aşağıdaki adreste bulabilirsiniz:

http://www.asyamotor.com.tr/modules.php?name=Content&pa=showpage&pid=113

MotoGP Avustralya'da Zafer Marco Melandri'nin

Yarışa yedinci sırada başlayan İtalyan Marco Melandri, Fransa ve Türkiye GP'lerinden sonra, Avustralya'da da finişi ilk sırada geçerek bu sezon 3. zaferini kazandı.

Marco Melandri

MotoGP'de Avustralya'daki yarışı İtalyan Marco Melandri kazandı. Phillip Island'da yapılan yarışta ikinciliği Avustralyalı Chris Vermeulen, üçüncülüğü de Valentino Rossi son turdaki atağıyla aldı. Rossi'nin üçüncülüğü, İtalyan pilotun şampiyona lideri Nicky Hayden'la arasındaki farkı biraz daha kapamasını sağladı.

Yarışa yedinci sırada başlayan Melandri, Fransa ve Türkiye GP'lerinden sonra bu sezon 3. zaferini kazandı. Honda pilotu, bu pistte 125 cc (1999'da) ve 250 cc (2002'de) yarışlarında da şampiyonluk kazanmıştı.

Yarışa ikinci sırada başlayan İspanyol Dani Pedrosa ise, 15. sırada finiş gördü. Yarışın en unutulmaz anı, hiç kuşkusuz İtalyan pilot Valentino Rossi'nin yarışın son turunda İspanyol Sete Gibernau'yu geride bırakması ve podyumda bir yer kazanması oldu. MotoGP'de altıncı şampiyonluğunu kovalayan Rossi, son andaki atağıyla, şampiyona lideri Hayden ile arasındaki farkı 21 puana indirdi. Moto GP'de son 3 yarış Japonya, Portekiz ve İspanya'da koşulacak.

Cuma, Eylül 15, 2006

Kenan Sofuoğlu Almanya'da da Birinci!...

Kenan Sofuoğlu, Dünya Süpersport Motosiklet Şampiyonası'nın Almanya ayağını da kazanarak genel klasmanda 4. sıraya yükseldi.

Kenan Sofuoğlu

2006 Dünya Süpersport Motosiklet Şampiyonası'nda mücadele eden Kenan Sofuoğlu, Almanya'da da birincilik kürsüsüne çıktı.

Winston Tek Kate Honda takımı adına yarışan Kenan Sofuoğlu, Hollanda'daki 9. ayak yarışının ardından, Almanya'daki 10. ayak yarışında da birinciliği elde ederek, 2006 Dünya Süpersport Motosiklet Şampiyonası genel klasmanında 4. sıraya yükseldi.

Yarışların 11. etabı 1 Ekim Pazar günü İtalya'da, 12. etabı ise 8 ekim Pazar günü Fransa'da yapılacak.

Kenan Sofuoğlu

Perşembe, Eylül 14, 2006

MotoGP Malezya Rossi'ye 5. Sezon Zaferini Getirdi!..

MotoGP’de sıralama turları yağış nedeniyle yapılamayan Malezya GP’si, Valentino Rossi’nin zaferi ile sonuçlandı.

Antremanlarda en iyi dereceyi elde ettiği için yarışa ilk sırada başlayan Yamaha pilotu Rossi, Ducati pilotu Loris Capirossi’nin önünde 43.07.829’luk derecesiyle birinciliğe uzandı ve bu sezon 5. zaferini elde etti.

Valentino Rossi

Capirossi’nin ikinci olduğu Malezya’da, Honda’dan Daniel Pedrosa üçüncü, bir başka Honda pilotu ve şampiyona lideri Nicky Hayden ise dördüncü oldu.

Bu sonuçlarla, sezonun bitimine 3 yarış kala 214 puanlı Hayden liderliğini sürdürdü. 192 puanlı Daniel Pedrosa’nın ikinci sırada yer aldığı klasmanda, üçüncü sıradaki Valentino Rossi puanını 188'e yükseltti.

Markalar sıralamasında ise son durum, Honda (278), Yamaha (226) ve Ducati (180) şeklinde oluştu.

Pazartesi, Eylül 11, 2006

Dört Tekerlekli Motosiklet: Dodge Tomahawk

Dodge Tomahawk Consept aracını sadece 4 tekerlekli motosiklet olarak tanımlamak tabii ki biraz insafsızca bir yaklaşım olur. İşin gerçeği bu makineye motosiklet denilebilir mi ondan bile emin değilim. Biraz da en son yazdığım Üç Tekerlekli Motosiklet yazısına bir gönderme olsun diye böyle bir başlığı tercih ettim. Yoksa bu 5 tekerlekli motosiklet, 6 tekerlekli motosiklet diye sürüp gitmeyecek tabii ki!

Dodge, Tomahawk konsept aracında işi bir parça abartmış gibi görünüyor. Dodge'un Viper'ini bilirsiniz. Bu efsanevi araç, 8.300 cc'lik, 10 silindirli, 500 beygir gücünde dev bir motora sahiptir. Şimdi bu dev motoru alıp, üzerine bir sele ve gidon yerleştirdiğinizi, ön ve arka taraflarına da birbirlerine oldukça yakın ikişer dev tekerlek taktığınızı düşünün. İşte Tomahawk neredeyse böyle bir araç. 0-100 Km hızlanması 2,5 saniye kadar. Şimdi şu yazılanları yüksek sesle ve normal bir hızla söyleyin: "48, 49, 48, 49, 48". İşte Tomahawk 0'dan 100 Km sürate ulaştı bile.

2005 yılında toplam 10 adet satılmış. Satın alanlar henüz trafikte kullanım izni olmayan bu araçların her biri için 550 bin dolar ödemiş.

Bu muhteşem konsept aracının önümüzdeki yıl satışa sunulacağı söyleniyor. Bekleyelim, görelim...

Dodge Tomahawk

Yukarıdaki resme dilerseniz doya doya bakın, dilerseniz bilgisayarınızın masaüstüne duvar kağıdı yapıp heyecanınızı daim kılın :) Tercih sizin...

Cumartesi, Eylül 09, 2006

Üç Tekerlekli Motosiklet

Bugüne dek hep "iki teker" diye andığımız motosiklet şimdi de 3 tekerlekli olarak karşımıza çıkıyor. Belki biraz yenilik ama en çok da daha fazla güvenlik ihtiyacından sanırım. Şehir hayatına getirdiği kolaylıklarıyla motosikletin, herkesin kullanabileceği daha yaygın bir taşıt haline dönüştürülmesinin amaçlandığını düşünüyorum. Ve bunu yaparken de olabildiğince motosikletin kendi öz doğasına da yakın durulmaya çalışılıyor. O nedenle 3 tekerlekli de olsa, kullanım olarak bakıldığında 2 tekerlekli motosiklet kullanımıyla ortak özellikler taşıyor. Ama yine de gerçek anlamda motosiklet tutkusunu, keyfini, heyecanını insana yaşatır mı bilemem.

Bu motor Piaggio'nun yeni 3 tekerlekli motosikleti, bir konsept scooter.

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

İlk motosiklet modelini 1946'da üreten Piaggio artık bu sektorün bir uzmanı olarak sıra dışı tasarımlara da imza atıyor. Önde 2 ve arkada 1 tekerlek olmak üzere toplam 3 tekerleği ile sıra dışı MP3 modeli karşımıza yeni fizik ve yol tutuş kanunları ile çıkıyor. CAD teknolojisi ve FEM (Finite Element Method) bilgisayar sistemi ile analiz edilen bu modelin en büyük özelliği ön iki tekerin virajlarda aksi yönlere açılarak yana yatan sürücüye daha güvenli yol tutuşu sağlaması. Bu tasarımın en büyük nedenlerden biri de yağmurlu hava şartlarında motorcuların en büyük korkusu olan ıslak zeminde kayma riskini minimuma indirmek.

250 cc veya 125 cc su soğutmalı, 4 zamanlı, Euro 3 onaylı motor seçenekli modelin ayrıca bir çok eklenebilir aksesuarları var. Örneğin 3.5” LCD ekranlı TOM TOM rider GPS sistemi, bluetooth aparatı ve Piaggio Bluetooth kasklarını tanıma özellikleri. En güzeli de 110 litrelik toplam bagaj kapasitesi ile şehirler arası yollarda çok kullanışlı bir motor olması. Yakında resmi tanıtımı ve fiyatı açıklanacak olan motorun çok ilgi toplayacağına şimdiden kesin gözü ile bakılıyor.

Teknik Özellikler:

Motor 124 / 244 cc Tek silindir
Boyut 438.71 / 449.7 lbs
Tork 8.89 / 15.48 lb-ft
HP 15 / 22.5 bhp @ 9/8,250 rpm
HP/Weight 29.2 / 19.98 lbs per hp
HP/Liter 120 / 92 hp per liter 1/4 mile
Top Speed 64 / 77.67 mp

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

Bu yeni 3 tekerlekli motosikletin kısa tanıtım filmini Piaggio Türkiye web sitesi ana sayfasında görebilirsiniz:

http://www.piaggioturkiye.com

Cuma, Eylül 08, 2006

Sinemanın Unutulmaz Motosikletleri

NTV Motokeyf Programı editörü sevgili Ufuk İşman'ın çok sevdiğim bir köşe yazısını aynen buraya aktarmak istiyorum:

Sinemanın Unutulmaz Motosikletleri

İşte tam merkezinde kocaman bir motosiklet kültürü barındıran sinema tarihini unutulmaz filmleri.

Easy Rider

Easy Rider Film Afişi

1969 yapımı bu efsane film her klasik motosiklet tutkununun mutlaka görmesi gereken yapım. Filmin her bir sahnesi yağlı boya tablo keyfinde. Peter FONDA, Jack NICHOLSON ve Dennis HOPPER Harley Davidson chopper larının üzerinde Amerika’yı bir baştan aşağı geçiyorlar ve onlara yine en az film kadar meşhur olan “Born to be Wild” parçası eşlik ediyor.

Easy Rider (1969)

Jack Nicholson’ın gençlik dönemini ve o dönemin karbüratörlü chopperlarını merak edenler bu filmi baş tacı edecekler.

Born To Ride (Sürmek İçin Doğanlar)

Born To Ride Film Afişi

John Stamos, İkinci Dünya Savaşı yıllarında orduda görev yapan bir motosiklet tamircisini canlandırır.

Askeri bir seranomi sırasında, birlikleri denetleyen albayı ve onun güzel kızını etkilemek için motosikletiyle bir sov yapar. Fakat bu şov albaya güçlü Alman direnişini kırabilmak için bir fikir verir ve ilk motorize savaş bölüğü böylece kurulur. John Stamos Harley Davidson motoruyla bu birliğin başına getirilir.

Sürmek için doğanlar motosiklet sinema tarihinin ilk aksiyon içerikli filmidir. Bir aşk hikayesi ile desteklenen, sürükleyici akrabotik motosiklet sahnelerinin olduğu film klasik film tutkunlarının kütüphanesinde çoktan yerini aldı.

Fakat size bir sır vermek istiyorum. Amerikalılar, çevik ve hızlı motosikletin savaş alanlarında bu kadar aktif bir şekilde kullanılabildiğini İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman Ordusundan öğrendi ve savaş boyunca Harley Davidson tarafından üretilen 80.000 adet WLA model motosikletleri birliklerine eskort için kullandı. Born To Ride filminde de motosiklet olarak elbette orjinale sadık kalındı ve 23.5 beygir gücünde 3 vitesli bu motorlar kullanıldı…

Alman askerlerinin motosikletleri ise 26 beygir gücünde BMW R 75 motorlarıydı.

Motosiklet Günlüğü

Motosiklet Günlüğü Film Afişi

Epeyce romantik bir macera duygusuna sahip 23 yaşındaki cüzzam uzmanı tıp öğrencisi Ernesto Guevara ve 29 yaşındaki biyokimyager Alberto Granado, kırık dökük, 1939 model bir Norton 500 motosiklete atlayıp Buenos Aires'teki aile ortamlarını arkalarında bırakarak yola koyulurlar. Sekiz ay sürecek bu yolculukları sırasında motosikletleri bozulsa da, pes etmeden, hattâ bazen otostop yaparak ilerlerler. Yol boyunca rastladıkları insanlar aracılığıyla daha önce bilmedikleri, bambaşka bir Latin Amerika'yla tanışırlar; geçtikleri yollar ve manzara değiştikçe, kendi görüşleri de yön değiştirir. Machu Picchu'ya vardıklarında, muhteşem tapınak kalıntılarıyla İnka uygarlığının müthiş ağırlığı ve önemi iki genç adamı derinden sarsar. Peru'daki Amazon havzasında, gözlerden uzak bir cüzzam kolonisine geldiklerinde ise, pek çok insana ulaşamayan ekonomik sistemlerin tanımladığı ilerleme ve gelişmenin değerini sorgulamaya başlarlar. Bu kolonideki deneyimleri, gelecekteki ahlâki ve siyasi yaşamlarını belirleyerek, daha sonra bürünecekleri kişiliklerini şekillendirir?

Motosiklet Günlüğü (2004)

Arabistanlı Lawrence

Arabistanlı Lawrence Film Afişi

Tarihin en ünlü casuslarından biri olan Lawrence, Araplar'ı Osmanlılar'a karşı kışkırtıp, Arap topraklarına batılı ülkelerin girmesine ön ayak olduğu için biz Türkler tarafından elbette çok sevilmez. Ancak o dönemin tarihinde önemli yeri olan T.E. Lawrence'ın anılarından gazeteci Jackson Bentley'in araştırmalarıyla sinemaya aktarılan Arabistanlı Lawrence, 1963 yılında 10 dalda Oscar'a aday gösterilmiş, en iyi film ve en iyi yönetim dalları başta olmak üzere 7 dalda ödüle layık görülmüştü.

Arabistanlı Lawrence (1962)

Şimdi gelelim filmin bizi ilgilendiren kısmına yanı motosiklet olgusuna.

Filmde her ne kadar Lawrence develerin üstünden inmese de aslında o bir motosiklet tutkunu.

Arabistanlı Lawrence'ın kullandığı iddia edilen motosiklet, bugün Gaziantep Müzesi'nde sergileniyor... 1913 model motosiklet, iki yıl Haliç'teki Rahmi Koç Müzesi'nde sergilenmişti. Bir daha ne zaman gelir bilinmez ama çaydanlık benzeri bir çalışma prensibine sahip bu orijinal NSU marka motosikleti görebilmek için artık Gaziantep’e seyahat etmeniz gerekiyor. Gaz yağı ile çalışan motosiklet, ısınan suyun buharıyla hareket ediyor.

NSU 1913

Gaziantep'teki pek çok yaşlı, hayatı filme aktarılan İngiliz casusun Gaziantep'te bulunduğu sırada bu motosikleti kullandığını söylüyor. Karkamış'taki kazılara katıldığı bilinen Lawrence'ın 1917-1918 yılları arasında motosikleti Karkamış ve Zeugma'ya ait tarihi eserler kaçırırken kullandığı öne sürülüyor.

Çarşamba, Eylül 06, 2006

Motosiklete Binme Sanatı Bize Ne Öğretir?

Arkadaşım ve aynı zamanda "Kelebek Etkinizi Yaratın" ve "Cennet İmkansız Aşk Mümkün" kitaplarının yazarı Onur Hınçer'den motosiklet üzerine çok güzel bir yazı:

Motosiklete Binme Sanatı Bize Ne Öğretir?

1.

Yavaşlık ile anımsama ve hız ile unutma arasında gizli bir ilişki olduğunu yazar Milan Kundera. Ardından şöyle der: “Gözümüzün önüne sıradan bir durum getirelim: Bir adam sokakta yürüyor. Birden bir şeyi anımsamak istiyor, ama anı uzaklaşıyor. O anda kendiliğinden yürüyüşünü yavaşlatıyor. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan, hâlâ çok yakınında olan zamanda, sanki bulunduğu yerden hemen uzaklaşmak istiyormuş gibi elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır.”

2.

Yavaşlık anımsamakla ilgilidir ve süratlenen kişiye kolaylıkla sen bir şeylerden kaçıyorsun diyebilecektir başkaları.

Her şeyin olduğu gibi kalmasının istendiği bir kültürde sürat kaçıştır, terkediştir çünkü. Hız anımsamayı reddetmektir.

Oysa insanlar alışkanlıklarını yavaş yavaş değiştirir. Hatta birçok kez değiştirmezler bile. Gözünüzün önüne ne zaman katı alışkanlıkları olan bir insan getirseniz, aslında yavaş hareketleri ve yavaş düşünceleri olan bir adamda getirirsiniz.

Yavaşlık anımsamakla ilgilidir.

Yavaşlık alışkanlıkları korumakla, mevcut durumu devam ettirme isteği ile ilgilidir.

Yavaşlığın egemen olduğu bir kültürde, hızlılık sıradışı olacak, hızlı olana, hızdan hoşlanana garip garip bakılacaktır.

3.

Motosikletin sırtındaki insan ‘hızla’ birlikte anılır.

O, yavaşlığın söz sahibi olduğu kültürlerde bir yabancıdır. Gözler onu izler ve çok geçmeden insanlar onu yargılamanın bir yolunu bulur.

Hızlı olan kaçandır, öyle düşünülür, öyle denir.

“Neden kaçar?”

“Geçmişten” denir.

Belki de sadece geçmişten değil, belki de daha çok artık eskimiş, pörsümüş, tükenmiş alışkanlıklardan da kaçar o. Çünkü geçmişi arkada bırakıp bir geleceğe doğru atmak ister kendini.

Motosiklet Tutkusu ve Özgürlük

4.

Motosiklet sırtında felsefe yapılmaz. Yeri değildir çünkü. Ama Robert Pirsig’in dediği gibi onu onarırken, ona bakarken, onu temizlerken felsefe yapma şansınız vardır. Üstelik motosiklet size bir dolu deneyim vermiştir. Hız konusunda, geride bırakılanlar konusunda, anın içinde olmak konusunda, rüzgarın teninize teması konusunda, bir dönemeçte hızla karar almak konusunda...

Motosiklet sırtında “düşünce” ile “eylemin” arasındaki mesafe kısalır. Bu sporcularda da gelişmiş bir yetenektir.

Bu sayede düşünce ile eylem birbirinden ayrı, birbirinden bağımsız şeyler olmaktan çıkarlar.

Birbirlerine karışır, birbirlerinin yerine geçerler, birbirlerine yapışırlar.

5.

Motosiklet sırtında felsefe yapılmaz. Yeri değildir çünkü. Bir topun peşinde koşarken de yapılmaz felsefe. Ama her ikisi de çok şey öğretir bize.

Düşünce ile eylemin arasındaki mesafe kısalır.

Ve bu sayede hayatın üzerine düşünmekten çok, onun içine dört kolla dalmamız gerektiğini farkeder, bunu bir kere daha anlarız.

Alışkanlıklarımız ‘yavaşla’ der bize. Öyle buyururlar. Aceleye gelmez hayat.

Oysa hayat belki de en fazla “aceleye” gelmelidir.

6.

Yavaşlık korumaktır, eskiyi, geçmişi alışkanlıkları...

Hızlanmak yitirmektir. Ama sadece yitirmek değil, yeni şeyler de bulmaktır.

Elindekini kaybetmekten korkan, motosiklet üzerindeki adama garip garip bakar. O adam her şeyi tüm kurallarına göre yapıyor olsa bile.

Ne gerek vardır iki tekere...

En iyisi dört tekerdir, bir de kafanın üzerindeki dam.

7.

Yaşam daha çok bir denge işidir. Biraz korumak, biraz yitirmek. Yani biraz araba, biraz motosiklet...

Herkes yavaşla dediğinde hızlanmayı bilmek.

Herkes hızlan dediğinde yavaşlamayı göze almak.

Sadece inat olsun diye değil tabii, doğrusunun o olduğuna inandığı için hızlanmak ve yavaşlamak.

Bu yüzden çoğunluğun “Değişmeyelim”, “Aynı kalalım”, dediği yerde, değişimi tetikleyecek şeylerden biri motosiklet kültürü, motosiklet tutkusu...

“Göze alabilme” özgürlüğünü bize verdiği için.

Özgürlüğümüzü unutmamamızı sağladığı için.

Ve düşünmekle eylemin arasındaki bağı anımsattığı için.

8.

Kendimizi düzeltmenin yolu büyük stratejilerden geçmez pek, gerekli olan daha çok işe koyulmaktır.

Yavaşlık sık sık alışkanlık ve strateji üretir. Dozunda olduğu sürece gereklidir bunlar.

Hızlandığımızda ise “işe koyulur”, “yaşama atılırız” dört kolla.

Motosikletin sırtında felsefe olmaz. Yeri değildir çünkü.

Hava aydınlık, yollar düzgünse hızlanır, yağışlıysa yavaşlarız...

Onur Hınçer kişisel web sitesi: http://www.onurhincer.com
Onur Hınçer blog: http://onurhincer.blogspot.com

Cuma, Eylül 01, 2006

İstanbul Riders 30 Ağustos Kutlamaları

Daha önce yazmıştım. İstanbul Riders, bir motosiklet topluluğu olarak sadece motosiklet kültürüne sahip çıkmakla yetinmeyen, aynı zamanda gerçekleştirdiği sosyal etkinliklerle de toplumsal kültürü desteklemeyi amaçlayan bir oluşum.

Bunun en güzel örneğini 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda hep birlikte yaşadık. Duyurusu önceden sitede yapılan toplu sürüş organizasyonuna 30'a yakın motosiklet katıldı. İlk buluşma yeri 17:30'dan itibaren Rumelihisarı'ydı ve o saatten itibaren herkes yavaş yavaş toplanmaya başladı. Hareket saati olan 18:30'a doğru herkesde bir bayrak telaşı vardı ki, gerçekten görülmeye değerdi. Tüm katılımcılar bayraklarını özene bezene motorlarına yerleştirmeye başlamışlardı.

Güzergah olarak, sahil yolundan Dolmabahçe - Taksim Meydanı - Mecidiyeköy - Etiler ve Bebek üzerinden tekrar Hisar'a dönülecekti.

Yaklaşık 30 motor, çoğunda Türk bayrakları, yol boyunca birbirlerinin peşi sıra, sürekli korna çalarak güzergahı tamamladı. Sürüş boyunca, yoldaki araçların kornaları ile, yayaların da alkışları ve selamlamaları ile ekibi desteklemesi gerçekten gurur vericiydi. En güzeli de İstanbul Riders grubundan olmayıp da yolda görüp toplu sürüşe katılan diğer motosiklet sürücüleriydi. Sanırım sadece bu bile İstanbul Riders'ın nasıl bir sosyal paylaşım ve birliktelik oluşturduğunu anlamak için yeterlidir.

Herkesin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun...

İstanbul Riders

İstanbul Riders

İstanbul Riders

İstanbul Riders

İstanbul Riders

İstanbul Riders

İstanbul Riders

İstanbul Riders

İstanbul Riders 30 Ağustos kutlamaları ile ilgili fotoğrafların tamamını aşağıdaki link aracılığı ile görebilirsiniz.

http://www.istanbulriders.com/forum/index.php?topic=655.0