Çarşamba, Mayıs 02, 2007

Yeni Bir Motor, Yeni Bir Hayat

Orhan Pamuk'un "Yeni Hayat" isimli romanı şöyle başlar: "Bir gün bir kitap okudum, hayatım değişti." Romanın etkisinden midir bilinmez, benim de son iki gündür kafamda sürekli "Bir motor gördüm, hayatım değişti." cümlesi dolanıp duruyor.

Bir motorcu için motorunun ne ifade ettiğini yine ancak bir motorcu anlayabilir. Motorcu ya da motor sever olmayanlar ne yazık ki bunu anlamakta bir parça zorlanabilirler, hatta şu anda yazmakta olduğum satırları bile oldukça abartılı bulabilirler. Herneyse konumuz da bu değil zaten.

Bir motorcu için motoru, hem eş, hem arkadaş, hem sevgili, hem dost gibidir. Bir başka deyişle ve kelimenin de tam anlamıyla bir "yol arkadaşı"dır aslında motor.

Yola birlikte çıkarsınız ve çoğunlukla yalnızsınızdır; sadece ikiniz bir de rüzgar vardır. Yol boyunca adeta tek vücut olup bütünleşirsiniz, ne siz onsuz ne de o sizsiz yapamaz. Ayrılamazsınız yani. Dış dünyadan "izole" olmazsınız belki, ama yine de kopar, soyutlanırsınız. Başka bir boyutta, başka türlü görmeye başlarsınız dünyayı. Bu heyecan verici duyguyu bütün vücudunuzda, en derinlerinizde, tüm sinir uçlarınızda hissedersiniz. Ve belki de hepsinden önemlisi size bu duyguyu yaşatanın motorunuz olduğunu bilirsiniz. Onun için daha da bağlanırsınız motorunuza.

Yol arkadaşlığı önemli bir kavramdır. Öyle herkesle yola çıkamazsınız. Herşeyden önce güvenmeniz gerekir, sevmeniz gerekir, anlaşmanız gerekir, paylaşmanız gerekir. O nedenle yol arkadaşınızı seçerken çok titiz davranırsınız; kendi ruhunuza, duygularınıza, beklentilerinize cevap verebilecek, güvenebileceğiniz, sevebileceğiniz, anlaşabileceğiniz ve paylaşabileceğiniz bir yol arkadaşı seçmeye çalışırsınız kendinize. Zor bir karar verme sürecidir bu. Bazen çok uzun sürer, yorar, bazense görür görmez, hani yıldırım aşkı gibi, bir anda "işte" dersiniz "buldum onu". Bazen de, hiç beklemediğiniz anda o sizi bulur.

Benim yeni yol arkadaşımı bulmam da, daha doğrusu onun beni bulması da biraz böyle oldu işte.

Bildiğiniz gibi, kısa bir süre önce Asyalım'la yollarımızı ayırdık. Onun şimdi yeni yol arkadaşı ile mutlu olduğunu tahmin ediyorum. Benim de gözüm arkada kalmadı açıkçası.

Uzun süredir yeni bir yol arkadaşı arayışı içindeydim. Birkaç seçenek arasında karar vermekte zorlanıyordum. 125 cc bir scooter olan Asyalım'dan sonra, daha büyük bir cc'ye sahip, bana hem şehir içinde rahatlıkla arkadaşlık edebilecek hem de uzun yolda arkadaşlığını esirgemeyecek bir yol arkadaşı arıyordum. İlk seçeneklerimin ortak noktası hiç birinin scooter olmamasıydı. Öyle ya, bunca zaman scooter kullandıktan sonra artık şöyle biraz ayaklarımı da çalıştırmanın zamanı gelmişti. Ben bu seçeneklerin arasında debelenip dururken, yeni yol arkadaşım hiç beklemediğim bir anda karşıma çıkıverdi. Aslında onu 2 yıl öncesinden tanıyordum ve pek de beğeniyordum. Hatta bir aralar ciddi ciddi aşık falan olmuştum. Ancak zaman içinde Asyalım'la tanışmam ve yaklaşık 2 yıllık birlikteliğim sonrasında o eski hevesim kaybolmuştu sanki. Artık gözüm scooter olmayan yol arkadaşlarındaydı. Ta ki o yeniden karşıma çıkana kadar.

Geçtiğimiz fuarda çıktı karşıma. Hiç beklemediğim bir anda. Ben ki, önceden, bütün fuarlarda onun standına uğramadan geçmez, ona dokunmadan rahat etmezken, artık standına bile uğramaz olmuştum. Dedim ya, bazen o sizi bulur diye. İşte tam da öyle oldu. Bir anda gözüme takıldı. Önce ne olduğunu tam anlayamadım. Eski aşkıma benziyordu ama biraz değişmiş miydi ne? Daha bir güzelleşmiş, daha çekici bir hale gelmişti. Ve işin ilginci doğrudan bana bakıyordu. Adeta yanına gitmemi istiyordu. Ben de ona doğru gitmekten alamadım kendimi. Yanına geldiğimde gözlerime inanamadım, çünkü gerçekten çok değişmişti. Ve hepsinden önemlisi, o anda beni bir kez daha kendine aşık etmeyi başarmıştı. İşte tam o sırada hapı yuttuğumu hissettim. Çünkü kafam karışmıştı. Sonuçta o bir "scooter"dı ve ben yeni yol arkadaşım olarak bir "scooter" istemiyordum. Evet, o farklıydı. Vücut ölçüleriyle, bakışlarıyla, duruşuyla, gücüyle, kısacası herşeyiyle farklıydı. Ve bana ihtiyacım olan herşeyi verebileceğini söylüyordu. Hem şehir içinde beni rahat ettirebilecek hem de gerek perfonmansı gerekse de konforu ile uzun yolda sıkı bir yol arkadaşı olabilecekti. Bir süre bunları duymamaya çalıştım, kulaklarımı tıkadım olmadı, başka tarafa baktım olmadı, güç bela ayrıldım yanından. Ama bir kez aklıma ve kalbime girmeyi başarmıştı işte. Artık ne yapsam boştu. Çünkü yol arkadaşım beni seçmişti.

Resimlerinden de görebileceğiniz gibi beni kendine yol arkadaşı olarak seçen yeni yol arkadaşım Suzuki Burgman AN 400. 2 gün önce, yani 30 Nisan akşamı kavuştuk birbirimize. Daha ilk sürüşümde, bana söylediği ve vaat ettiği herşeyin doğru olduğunu farkettim ve birbirimiz için gerçekten de iyi birer yol arkadaşı olabileceğimizi anladım. Seçimi o yapmıştı ve beni kendine aşık etmişti. Açıkçası ben de halimden pek şikayetçi sayılmam hani. İkimiz de gayet mutlu ve mesut bir şekilde yeni hayatımıza başladık. Darısı tüm sevenlerin başına...

Bu arada bu kavuşma sürecindeki yardımlarından ötürü Kızıltoprak Korlas'tan Hüseyin'e de sevgi ve selamlarımı iletiyorum.

Burgman

Burgman

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Burgman'a ben de bayılıyorum, şu asalete bakarmısınız...

http://www.motosikletresimleri.com/motosiklet_resimleri.php?album=search&cat=0&pos=0

Adsız dedi ki...

WOW just what I was searching for. Came here by searching
for Batman Games

my web page: Online Batman Games