Çarşamba, Kasım 29, 2006

Tek Ehliyet Dönemi Başlıyor mu?

Özellikle son yıllarda çok tartışılmaya başlandı. Kimisi 50 cc'ye kadar, kimisi 125 cc'ye kadar B sınıfı ehliyetin geçerli olduğunu iddia etti, kimisi yasanın henüz çıkmadığını ama yakında çıkacağını söyledi durdu.

İşte şimdi tam da bu konu ile ilgili bir haber okudum. Sonunda bu konuya bir açıklık getiriliyor ve yasa yakında çıkarılıyor anlaşılan. İşte haber:

Tek Ehliyet Dönemi

Yürürlüğe girecek yeni uygulama ile birlikte otomobil ehliyeti motosiklet için de geçerli olacak.

İçişleri Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı yeni tasarıyla motosiklet kullanım oranının artması ve dolayısıyla trafik ve çevre kirliliğinin azalması planlanıyor. Yeni tasarıyla birlikte motor hacmi 50 cc.’ye kadar olan motosikletler B sınıfı sürücü belgesiyle birlikte kullanılabilecek.

Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında hazırlanan ve TBMM'ye gönderilen tasarı ayrıca B sınıfı ehliyete olanlara traktör, vitessiz mobilet ve 50 cc'den daha az hacimli vitesli motosiklet kullanma imkanı verecek. 50 cc'nin üzerindeki motor hacimlerinde ise yine A2 sınıfı ehliyet şartı aranacak.

Haberle ilgili ilk yorum benden:

İçişleri bakanlığı motosiklet kullanımının yaygınlaşmasını ve dolayısı ile trafik ve çevre kirliliğinin azalmasını bu kadar istiyor idiyse eğer, bu yıl boyunca eklenen bir sürü vergi, teminat vb. "cezalar" ne içindi peki?

Yolunuz açık olsun.

Pazartesi, Kasım 27, 2006

Hangi Motosikleti Almalı?

Çevremde en sık karşılaştığım ve motosikletli hayata yeni başlayacakların kafasını en çok kurcalayan soruların başında gelir: Acaba nasıl bir şey almalı? Enduro, cross, racing, cruiser, scooter, maxi scooter? Ya markası? O da ayrı bir kararsızlık konusudur. Bir de işin içine fiyatlar girince durum iyiden iyiye içinden çıkılmaz bir hal alır.

İnternet siteleri gezilir, forumlara bakılır, yorumlar okunur, eşe dosta sorulur, bayiilere gidilir, fuarlar beklenir ve en çok da yanımızdan geçen tüm iki tekerlere şöyle "alıcı gözüyle" iyice bir bakılır.

Bazen durum daha nettir tabi. Belli bir tarz, marka, model vardır hayalimizde. Bütçesi de uygunsa bütçemize, bizden mutlusu yoktur artık. Ama çoğunlukla durum bu kadar basit olmaz maalesef.

Daha önce yine bu sayfalarda Motosiklet Tipleri hakkında bazı bilgileri paylaşmıştım. O nedenle şimdi o konuya yeniden girmeyeceğim.

Tarzınızı Belirleyin

Deneyimlerim bana gösteriyor ki bu kararsızlık aşamasında en doğru yol ilk önce içinden gelen sese kulak vermektir. Hiç baskı yapmadan, zorlamadan, sakince dinleyerek. İçinizdeki ses size, bir motorun üzerine oturduğunuzda o motorun size uygun olup olmadığını mutlaka söyleyecektir.

Beklentinizi Netleştirin

Tarzınızı belirlerken, satın alacağınız motosikletten ne beklediğinizi de olabildiğince net bir şekilde belirlemeye çalışın. Örneğin ağırlıklı olarak şehir içinde mi kullanacaksınız, yoksa dağa bayıra mı çıkacaksınız. Uzun yola çıkmayı düşünecek misiniz?

Kaç CC'lik Bir Rider Olacağınıza Karar Verin

En kafa karıştıran sorulardan biri de budur. Özellikle Racing tutkunları yüksek CC'lerden başlamak isterler. Bunun genel geçer bir kuralı olmamakla birlikte, özellikle motora ilk başlayacaklar için yüksek CC'ler önerilmez. Bana göre başlangıç için 125-250 cc idealdir. İlla hangisi derseniz 250 derim.

Marka Seçimi Önemli

Marka seçiminin öneminin birkaç nedeni var. Bir tanesi tabii ki istediğiniz tarza uygun modelleri olup olmadığı ve o modellerdeki başarısı. İkincisi fiyatının bütçenize uygun olup olmadığı, üçüncüsü satış sonrası servis yaygınlığı, hizmet kalitesi ve yedek parça durumları. Bu konularla ilgili mutlaka yeterli bir ön bilgi edinmeye çalışın.

Fiyatı Bütçenize Uygun mu?

Motor seçiminizi etkileyecek en önemli kriter budur belki de. Her ne kadar istemediğiniz tarzda bir motosikleti bedava da verseler kullanmayacak olsanız da istediğiniz bir motora sahip olabilmeniz için mutlaka bütçenize uygun olması gerekiyor.

Dolayısı ile bu noktada işe istediğiniz motorların bir listesini yaparak başlayın. Fiyat olarak sizin için imkansız olanları baştan eleyin. Daha sonra her motor için fiyat, kalite ve performansına göre bir puan verin. Puanları verirken kapsamlı bir ön araştırma yapmayı ihmal etmeyin.

Motosiklet Gruplarına Üye Olun

Doğru motosiklet seçimi konusunda size en çok yararı olacak şey, doğru insanlara danışmaktır. İnternet ortamında rahatça bulabileceğiniz bir çok motosiklet grubu var. Bu gruplara üye olarak hem aynı tutkuyu paylaştığınız bir sosyal çevre edinebilir hem de diğer üyelerin deneyimlerinden yararlanabilirsiniz.

Tabii ki motosiklet gruplarının hepsi uygundur diye bir şey yok. Bu konuda da seçiminizi doğru yapmanız gerekir.

Benim tavsiyem Türkiye'de motosiklet kültürünü sahiplenen ve düzeyli ortamıyla kendinden söz ettiren İstanbul Riders olacaktır. Bu gruba üye olmak için motosikletinizin olması bile gerekmez. Hatta İstanbul'lu olmanız bile gerekmiyor. Kısaca motosiklet kültürünü benimsemiş herkese kapılar açık.

Siz de Deneyimlerinizi Paylaşın

Eminim herkesin bir motorlanma ya da karasızlık içinde motorlanamama hikayesi vardır. Bu hikayelerinizi, görüşlerinizi, önerilerinizi, deneyimlerinizi burada paylaşın. Paylaşın ki motosikletli hayata yeni başlayacaklara azıcık ışık tutmuş olalım.

Konumuz "Hangi motosikleti almalı?" Evet herkes için değişir bu. Ama yine de kendi tercihlerinizi, nedenleri ile belirtebilirsiniz.

Dilerseniz yorum olarak yazın. Dilerseniz post@motortutkusu.com adresine yazılarınızı gönderin, ayrı bir başlık halinde bu sayfalarda yayınlayalım.

Yolunuz açık olsun...

Cumartesi, Kasım 25, 2006

Rossi'nin Ralli Tutkusu

MotoGP'de beş dünya şampiyonluğu bulunan İtalyan Valentino Rossi motosiklet kariyerini noktaladıktan sonra Dünya Ralli Şampiyonası'nda yarışmak istediğini belirtti.

Valentino Rossi

Valentino Rossi MotoGP kariyerine noktayı koyduktan sonra da motor sporlarından uzak kalmamak niyetinde. Beş dünya şampiyonluğu bulunan Yamaha pilotu 'Doktor' Rossi katıldığı Yeni Zelanda Rallisi reklam çekimlerinde MotoGP'den emekli olunca Dünya Ralli Şampiyonası'nda yarışmak istediğini ifade etti.

Rossi daha önce de Ferrari F1 test sürüşlerine katılmıştı. Doktor ayrıca Almanya'da Hockenheim'de Mercedes touring car kullandı.

Yeni Zelanda Rallisi'nin haklarını elinde bulunduran David Richards Autosport'a konuyla ilgili olarak "Kendisi şampiyona için %100 başarılı bir girişim olur, ayrıca bu Rossi'nin de istediği bi durum" dedi.

Çarşamba, Kasım 22, 2006

Motosiklet ve Kış Bakımı

Kış geldi, kapıya dayandı artık. Bütün bahar, yaz ve sonbahar ayları boyunca doya doya kullandık motorlarımızı. Peki kış aylarında ne yapacağız? Kimimiz devam edecek tabi kullanmaya, kimimzse kış uykusuna yatıracak motorlarını. Evet bu yazı özellikle motorlarını kış uykusuna yatırmayı düşünenleri ilgilendiriyor.

Honda Ekim ayı bülteninde ayın konusu "Motosiklet ve Kış". Bakın Mehmet Tamer bu konuda neler yazmış:

Motosiklet ve Kış…

Motosiklet ve Kış

Motosikletlerimizden uzun süre problemsiz olarak faydalanabilmek için periyodik bakımların öneminden bahsetmiştim. Bu ay yine en az periyodik bakımlar kadar önemli bir başka konudan bahsedeceğim. Kış geldiğinde motosikletlerimizi ne yapacağız? Bazılarımız yaz –kış ayrımı yapmadan motosikletlerini kullanmaya devam ederken bazılarımızın motosikletlerini kışın çeşitli yerlerde depoladığını, beklettiğini biliyorum (bir arkadaşımınki evinin içinde. Çoğunlukla ticari amaçla kullanılan motosikletleri yaz-kış yollarda görüyorum. Sadece sezonda kullanılan ve kışın bir yere park edilip yeniden sıcak havaların gelmesini bekleyen motosikletlerde sezon geldiğinde bazı sıkıntılar yaşandığı da pek çoğumuz tarafından yaşanmış bir durumdur. Evet, mekanik olarak benzer özellikleri olsa da otomobiller ve motosikletler farklıdır. Otomobillerde dahi uzun süre kullanılmama durumunda alınması gereken tedbirler varken motosiklette bunun çok daha önemli olduğu açıktır.

Öncelikle kış şartlarında kullanılan motosikletlerle ilgili bazı hatırlatmaları yapmakta fayda var. Bildiğiniz gibi kışın kar temizliğinde kullanılan tuz tüm makinalar için son derece zararlı korrozif bir maddedir. Bu nedenle bu şartlarda kullanılan motosikletlerin kullanım sonrasında soğuk su ile yıkanarak tuzunun temizlenmesi gerekir. (Dikkat: Sıcak su tuzun reaksiyonunu hızlandırır ve etkisini arttırır.) Daha sonra motosikleti kurulayıp boyalı yerlerini cilalamak boyadaki olumsuz etkileri de ortadan kaldıracaktır. Krom yerlere (gidon, cantlar, v.s.) koruyucu yağ sıkmak bu bölümlerin korozyon riskini azaltacaktır. Ancak bu korucu yağın kesinlikle fren disklerine bulaşmamasına dikkat etmek gerekmektedir. Öte yandan fren levyelerine ve egzost üzerine de herhangi bir koruyucu yağ sıkmayınız.

Eğer motosikletimizi uzun bir süre kullanmayacaksak ve sezon geldiğinde problemsiz bir şekilde aracımızı çalıştırmak istiyorsak aşağıdaki bazı hayati tedbirleri almakta fayda var.

• Depolama öncesi motor yağının değiştirilmesinde fayda var. Motor yağının bir görevi de motor elemanlarında korozyonu önlemektir. Bu sebeple yağa eklenen korozyon önleyici katkılar zamanla özelliğini kaybetmektedir. Eğer motor yağı bekleme süresinde özelliğini yitirirse parçaları korozyona karşı yeterince koruyamaz. Eğer bekleme sürasi 6 ayı geçerse motor yağı yeniden değiştirilmelidir.

• Soğutma sisteminde %50 oranında antifiriz olduğundan emin olun. Motorların malzemesine uygun antifiriz kullanılmalıdır. Örneğin alüminyum motor bloğu için buna uygun antifiriz kullanılmalıdır. Yanlış veya kalitesiz antifiriz kullanımı soğutma kanallarına zarar verir.

• Depodaki yakıtı tamamen boşaltın. Bu iş için piyasadan temin edilecek bir sifon kullanılabilir. Bazı motosiklet motorları yakıta çok hassatırlar ve beklemiş yakıt bu motorlarda ilk çalıştırmada özellikle buji ile ilgili ateşleme sorunu ortaya çıkarır.

• Karbüratörlü motorlarda karbüratörde kalan yakıtı boşaltarak ayar vidaları ve kanallarda tortu birikimini önleyin.

• Mümkünse depo içersine paslanmayı önlemek amacıyla ince bir yağ püskürtün ve depo kapağını kapatın.

• Silindirlerde paslanmayı önlemek için bujileri sökerek silindirlere bir yemek kaşığı kadar motor yağı döküp buji deliklerini bir bezle kapatın. Bu yağın silindirlere yayılması için birkaç defa marşa basılmalıdır.

• Akü sökülmelidir ve ayda bir defa şarj edilmesinde fayda vardır.

• Motosikletin boyalı ve krom kısımları koruyucu yağ ile yağlanmalıdır.

• Tahrik zinciri yağlanmalı ve lastikler belirtilen değere şişirilmelidir.

• Pek çok motorun açık otoparklarda kış boyu bekletildiği düşünülürse üstünün örtülmesi son derece faydalı olacaktır.

Sezon başladığında motosiklete binmeye kaldığımız yerden keyifle devam etmek için bu basit tedbirleri almakta fayda var. Aslında her kullanıcı kitabında motoru saklama ile ilgili bilgiler verilmektedir. Biraz dikkat ve tedbirle sezona hızlı bir başlangıç yapabiliriz. Keyifli bir kış geçirmenizi ve topladığınız enerji ile sezona iyi bir başlangıç yapmanızı dilerim.

Keyifli sürüşler.

Mehmet Tamer

Pazartesi, Kasım 20, 2006

Yamaha YBR 250

Bu motor çok konuşulacak ve büyük bir ihtimalle de çok satılacak.

Yamaha YBR 250

Yaygın servis ağı, bol ve ekonomik yedek parça desteği ile Yamaha bugün Türkiye'nin en çok tercih edilen motosiklet markalarından biri. Özellikle YBR 125 modeli ile piyasanın tozunu attırıyor desek yeridir. YBR 125, gerek kullanım kolaylığı gerekse de uygun fiyatı ile bir çok motosiklet sürücüsü için aynı zamanda ideal bir başlangıç motorudur da. Kimileri YBR 125'i kurye motoru diyerek küçümser. Oysa her gün sabahtan akşama kadar İstanbul trafiğine, özel cross pistlerine taş çıkartacak bozuk yollarına meydan okuyan bu motosikletleri küçümsemeden önce durup bir daha düşünmek gerekmez mi?

YBR 125'in bu başarısından sonra Yamaha en büyük bombasını YBR 250 ile patlatacak gibi görünüyor. Yamaha Motosikletleri Türkiye distribütörü Beydeyama'dan öğrendiğime göre YBR 250, fuarda sergilenmesinin ardından Nisan 2007'de satışa sunulacak. Henüz fiyatı belli değilmiş ama tahminime göre oldukça rekabetçi bir fiyatla piyasaya gireceklerdir.

YBR 250'nin, gerek çekici tasarımı gerekse de 250 cc'lik motoru ile 250 cc kategorisinde ciddi bir alternatif ve güçlü bir rakip olacağını öngörmek kehanet sayılmaz.

YBR 125'i tasarım açısından zayıf bulanların, sportif ve güçlü çizgileri ile 125 cc'lik kardeşinden uzak ara ayrılan YBR 250'yi oldukça tatminkar bulacaklarına kesin gözüyle bakıyorum.

Laf aramızda Türkiye'ye geldiğinde bir fırsat bulup test sürüşü yapmayı dört gözle bekliyorum. Hatta yakından gördükten sonra satın almayı bile düşünüyorum.

Yamaha YBR 250

Şimdi motordan biraz daha bahsedelim.

250cc.’lik dört zamanlı motorlu tam boyutlarda bir şaseye sahip YBR250, yeterli güç, şık görünüm ve ekonomik kullanımı birleştiren bir motosiklet arayan sürücülere hitap edecek bir model.

MOTOR:

Kolay kullanım için güçlü tork:

4 Zamanlı, hava soğutmalı, 250cc.’lik iyi cevap veren güçlü bir motor YBR250’nin güç kaynağını oluşturmaktadır. Günlük “taşıt aracı” kullanımı ve işlevselliği düşünülerek tasarlanan bu makina, alçak devirlerden orta devirlere çıkarken güçlü tork üreterek sıkışık trafikteki dur-kalk kullanımında çok etkili bir performans sergilemektedir.

Yakıt enjeksiyon sistemi:

YBR250’nin motoru, Yamaha’nın diğer büyük ve pahalı motorlarında bulunan bütün teknik özelliklere sahiptir. İyi performans ve düşük emisyon için YBR50 büyük bir hava filitre kutusundan hava alan yeni bir enjeksiyon sistemiyle donatıldı. Bu verimli sistem sayesinde motor, gaz kolu hareketine çok iyi cevap vermekte ve böylelikle motosikletin şehir içi trafiğindeki dur-kalk kullanımı kolaylaşmaktadır. Temiz yanma sağlayan enjeksiyon sistemi aynı zamanda açık ve uzun yol kullanımında da güçlü akselerasyon ve yeterli motor gücünü sağlamaktadır. Bu özellikler de YBR250’nin her amaca uygun, çok ekonomik bir motosiklet olduğunun göstergesidir.

Yamaha YBR 250

“Forged” pistonlar ve özel kaplanmış silindirler:

YBR250’nin motorunda sürtünmeden meydana gelen kayıpları önlemek ve makinanın verimini arttırmak adına daha dayanıklı “forged” piston ve sürtünme önleyici maddelerle kaplanmış silindir kullanıldı. Motora takılan “balancer” de vibrasyonu azaltarak motosikletin konforunu arttırmaktadır.

5 vitesli şanzıman:

Yeni YBR250’nin 5 zitesli şanzımanı günlük kullanımın gerekleri düşünülerek dizayn edildi. Dişli oranları da, motosikletin hem şehir içi, hem de şehir dışı kullanımda en iyi performansı vermesi gözetilerek dikkatle seçildi.

Oksijen sensörlü ve iki kademeli katalizör:

YBR250’ye oksijen sensörlü, iki kademeli egzos sistemi takılarak EU-3 emisyon regulasyonunun gereklerinin fazlasını karşılaması sağlandı. Sisteme hava indiksiyon sistemi de ilave edilerek yanmamış atık gazların miktarı minimum seviyeye indirildi.

Yağ soğutucu:

Şehir içi trafikteki dur-kalklar sırasında motorun çok ısındığını hepimiz biliriz. YBR50’ye bu tip kullanımlar sırasında motorun çok ısınmasını önlemek ve makinanın sabit bir ısıda çalışmasını sağlamak için yağ soğutma radyatörü monte edildi. Bu hafif radyatör aynı zamanda sürücünün konforunu ve motosikletin genel performansını da arttırmaktadır.

ŞASE:

Konforlu ve dengeli şase:

YBR250’nin şasesi de motoru gibi, şehir içi, şehir dışı çok amaçlı kullanıma uygun olarak yeni teknoloji malzemelerle tasarlandı. Şasenin tasarımı, Yamaha’nın büyük ve pahalı diğer modellerinde kullanılan şaselerin özelliklerini de içermektedir.

Yamaha YBR 250

Çift beşikli kadro:

Yamaha mühendisleri YBR250’ye konforlu, emniyetli ve dengeli sürüş sağlayacak bir şase üretmeyi hedeflediler. Öncelikle konforu sağlamak için çelikten, rahat ve doğal bir oturma pozisyonu veren çift beşikli kadroyu tasarladılar. Daha sonra 250cc. makinayı bu kadroya en uygun şekilde monte ederek sürücüye dengeli ve kolay sürüş sağlayacak ideal ön/arka ağırlık balansını buldular.

Kaliteli süspansiyon:

YBR250’nin arkasında, konforlu ve emniyetli yol tutuşu için yumuşak ve gelişmiş süspansiyon özelliklerine sahip Yamaha’nın “link” tipi Monocross sistemi kullanıldı. Ön tarafta ise, motosiklete kolay kontroledilebilme karakterini kazandıran yüksek kalitedeki 37mm. çapında hafif amortisörler kullanıldı.

Ön disk, arka kampana frenler:

Ön terelekte güçlü frenaj sağlayacak geniş, 282mm. çapında diski olan fren kullanılırken, arka tekerlekte frenajın verimini arttıracak tamburlu fren kullanıldı. Bu dengeli kombinasyonla YBR250’nin her şartta sürücüsüne kontrollu ve güçlü bir frenaj sağlaması garanti altına alınmış oldu.

Yamaha YBR 250

17” Alaşım döküm jantlar:

YBR250’nin motosiklete sportif bir görünüm veren 17” jantları dönme ağırlığını en aza indirerek süspansiyonun verimini arttırmaktadır. Bu jantları temizlemesi de kolaydır!

Ön janta 100/80-17, arka janta ise geniş 130/70-17 lastikler takılarak YBR250’nin yol tutuşu, kavraması ve kontrol edilebilme kabiliyetinin ideal düzeyde olması sağlanmıştır.

19.2 litrelik büyük kapasiteli yakıt deposu:

YBR250, üstün teknoloji yakıt enjeksiyon sistemiyle sınıfında yakıt tüketimi en ekonomik olan motosiklettir ve 19.2 litrelik büyük yakıt deposu sayesinde bir depo yakıtla müthiş uzun mesafelere seyahat edebilecektir.

YBR250’nin şık deposu sürücüsüne rahat bir sürüş pozisyonu sağlayacak biçimde dizayn edildi. Sportif görünüşlü depo özel dizaynı sayesinde, hareket helindeyken makinanın üstüne hava üfleyerek soğutmaya yardımcı olmaktadır.

Kademeli, çift kişilik sele:

Maksimum sürücü ve yolcu konforu için YBR250’de rahat, kademeli bir çift kişilik sele kullanıldı. Sele, akselerasyon sırasında sürücüyü arkaya kaymaması için yeteri kadar desteklemektedir. Selenin yüksekliği, bir çok sürücünün duruken ve yavaş akan trafikte iki ayağını da yere koyabilecek boyuta ayarlandı. Selenin yoğun olarak doldurulmuş arka kısmıyla beraber ulaşması kolay yolcu elcikleri ve ergonomik ayaklıklarla da maksimum yolcu konforu sağlanmıştır.

Yamaha YBR 250

Güçlü aydınlatma ve LCD göstergeler:

Yuvarlak, çok reflektörlü ön far güçlü bir aydınlatma sağlamaktadır. LCD gösterge tablosu hız göstergesi, toplam yapılan kilometre sayacı ve kullanışlı bir tripmetreden oluşmakta.

Yamaha YBR 250

2007 Renkleri:

Kırmızı
Gümüş
Siyah


Teknik Özellikler


Motor

Motor tipi: Tek silindirli, 4 zamanli, hava sogutmali
Silindir hacmi: 249 cc
Çap x Strok: 74 x 58 mm
Kompresyon oranı: 9.8 : 1
Maks. gücü: 21 HP-7.500 devirde
Maks. Tork: 2.1 kg-m-6.500 devirde
Yaglama: Islak karter
Yakit sistemi: Yakit enjeksiyon
Debriyaj tipi: Islak, çok diskli
Atesleme: TCI (Dijital)
Ilk çalistirma: Elektrik marsli
Vites kutusu: 5 vites
Tahrik: Zincirli

Şase

Ön süspansiyon: Teleskopik çatal
Arka süspansiyon: Masa
Ön teker hareket mesafesi: 115 mm.
Arka teker hareket mesafesi: 120 mm.
Ön fren: Tek disk, f 282 mm.
Arka fren: Tambur, f 130 mm.
Ön lastik: 100/80M/C 52S
Arka lastik: 130/70M/C 62S

Boyutlar

Boyutlar (UxGxY): 2.025 x 745 x 1.065mm
Sele yüksekligi: 805 mm
Iki teker arasi mesafe: 1360 mm
Min.Yerden yükseklik: 190 mm
Agirlik: 138 kg
Yakit kapasitesi: 19.2 litre
Yag kapasitesi: 1.55 litre

Yamaha YBR 250

Not: YBR 250 ile ilgili bilgi, teknik özellik ve görsel materyaller http://www.beldeyama.com.tr' den alınmıştır.

Rossi Bu Kez Dört Teker Üstünde

Moto GP'ye devam kararı alan Valentino Rossi, Hockenheim pistinde Mercedes'in DTM otomobilini test etti.

Valentino Rossi

Moto GP'de sezonun Valencia'daki son yarışında düşünce şampiyonluk unvanını 5 yıl sonra Nicky Hayden'a kaptıran Valentino Rossi, bu kez dört tekerlek üzerindeydi.

Daha önce, Ferrari Formula 1 aracını test eden, hatta F1'e geçmesi gündeme gelen Rossi, Almanya'nın Hockenheim pistinde Mercedes'in Almanya Binek Otomobiller Şampiyonası DTM'de kullandığı otomobili test etti.

Rossi'nin testte kullandığı C serisi otomobil iki yıldır DTM'de mücadele eden eski Formula 1 şampiyonlarından Mika Hakkinen'e aitti.

Mercedes yetkilileri Rossi'nin istikrarlı pilotajından ve tur zamanlarından çok etkilendiklerini dile getirdiler. Rossi ise, "Motosiklette sadece aracı kullanmıyorsunuz, motosikletin bir parçası olmak zorundasınız. Denge için çok fazla hareket etmelisiniz. Otomobil bu açıdan çok farklı. Muhteşem bir yol tutuş ve inanılmaz bir frenaj kabiliyeti var. Çok eğlenceli." diyerek iki tekerlekle, 4 tekerlek arasındaki farkı yorumladı.

60.Yıla Özel Vespa'lar

1946’dan günümüze, "scooter" denince akla gelen ilk marka olan Vespa, 60’ıncı yılına özel 2 yepyeni fakat nostaljik model yarattı. Efsanevi motosikletin 1950 ve 1960’lardaki tasarım ve teknik özelliklerinin yorumlanmasıyla ortaya çıkartılan bu iki model, tüm dünyada satışa çıkmış.

VESPA GTV

Vespa GTV

Çelik gövdesi ve kült Vespa çizgilerini taşıyan tasarımı ile Vespa GTV, ön çamurluğundaki yuvarlak farı ile farklılaşıyor (1950’lerde far gidona taşınmıştı). Gidon çizgilerinin ilk Vespa prototipinde olduğu gibi çıplak metal olarak kullanıldığı Vespa GTV, bu yönüyle modern bir motosiklet havası taşıyor. Yuvarlak analog göstergesi (içinde dijital bir bölüm de var), deriden üretilmiş dikişli, iki kişilik kademeli selesi ve ilk modellere benzer gri metalik boyasıyla bu retro model teknik özellikler açısından geliştirilmiş olmasıyla sürüş keyfiyle konfor ve gücü birleştiriyor. 250 cc olarak sunulan motorun 4 zamanlı 4 sübaplı motoru sıvı soğutmalı olarak çalışıyor.

VESPA LXV

Vespa LXV

Yeni Vespa LX’i temel alan fakat yine 1960’ların çizgileriyle tekrar yaratılan Vespa LXV, o yıllarda olduğu gibi sürücülere sonsuz hareket ve özgürlük sunuyor. Bu özel modelde de özellikle aksesuarlarla nostalji yaratılmış. Vespa’nın 60’ıncı yılına özel üretilen Vespa LXV, geçen sene piyasaya sürülen yeni LX’in tüm teknik özelliklerini barındırıyor. Model 125 cc olarak satışa sunuluyor. 125 cc’lik LXV nostaljik Vespa görüntüsünü neredeyse tam olarak yansıtıyor. 50’lerin başında Avrupa yollarında boy gösteren ve Vespa LXV ile yeniden hayat kazanan bu model ünlü ’Roman Holiday’ adlı filmde de kullanılmıştı.

Motosiklette Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler

Bir süre önce Ayşe Şule Bilgiç Hürriyet'te, Hasan Okumuş'un kaleminden "Motosiklette Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler" adıyla bir yazı yayınlamıştı. Oldukça espirili bir dille yazılmış olan bu yazıyı ben de buraya aynen aktarıyorum. Keyifle okumanız dileğiyle...

Stoppie

Motosiklette Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler

1. Disk kilidini taktığını her zaman hatırlayacak beyne sahip biri henüz dünyaya gelmedi. İlk olmaya çalışıp zorlama. Unutursuuun!

2. Bol paçalı pantolon giyme. 100 kilometrenin üzerinde paça rüzgarla yukarı doğru sıvanıp anti-karizmatik bir hal alıyor ve ikide bir düzeltmekle olmuyor. Çek kenara. Adam gibi sok paçanı çorabın içine. Kendi karizmanı kendin boz,rüzgara bırakma.

3. Aerodinamik tasarımında harikalar yaratılmamış olan yüksek ön camlı, yan çantaları olan motora biniyorsan, 120 kilometreden sonra her an türbülans etkisine gireceğini ve bunun arka lastiğin patlamış gibi seni şiddetli yalpalamaya zorlayacağını hatırla. Düşmezsin belki ama "ödüm patladı" tabirinin bir motor sürücüsü tarafından böyle bir olay sonrasında atasözü haline dönüştüğü rivayeti var. Ben yaşadım, sonra bir hafta kadar karşı cins senin için hiçbir şey ifade etmiyor.

4. Öyle walkman, radyo gibi şeyleri motor tepesinde dinleme. Dinleyeceksen de slow müzik dinle. Davul soloda motor kullanmanın zorluğunu bilenler bilmeyenlere anlatsın.

5. Yokuş yukarı durunca sağ elinin marifetlerine güvenip hem freni hem de gazı zorlamaya kalkma. Koy sağ ayağını arka frene, motor viteste bak keyfine.

6. İş stresi, aşk acısı, hicran yarası, patron sendromu, eş fırçası, arkadaş kazığı, bunalım, depresyon, jat lag, joint sonrası, yetişme telaşı, alkol etkisi, geç kalma endişesi, yağmur korkusuyla motora binme. Kısaca, binmeden aynaya bak. Gülümsüyorsan, tak bire devam et.

7. Aynaya asılı şeftali torbası filan taşımaya kalkma. Ben gecen yıl denedim, düşünce eziliyorlar.

8. Unutma, iki çanta arasındaki beş kilodan fazla ağırlık farkı bele ve virajda zararlıdır. Belinle ilgili imalı sorulardan kaçınmak için çantanı orantılı yükle.

9. Hareket halinde ve kafanda kask varken kulağın kaşınırsa, bu sorununu gözlük sapıyla gidermeye çalışma. Ya çek bir kenara adam gibi kaşı kulağını ya da kulağına niyet başka yerini kaşı. (Ben denedim. Tam konsantrasyonla mümkün bir hadise)

10. Motorda başına tüm felaketler iki şekilde gelir; düşerek ve üşüyerek. Böbreklerinin 40 derece sıcakta bile rüzgara karşı koyamayacağını bil, belliğini tak.

11. Su kaybını terlemek, terlemeyi ıslanmak olarak otomatiğe bağlamış kafana, motorda bunun farklı olduğunu sok. Su iç, kola iç, ayran iç. Alkol alma.

12. Alkollü motor kullanmak normalden çok daha kolaydır. Asıl zor olan durduğunda motoru ayakta tutabilmektir. Bu açıklamadan sonra "Ne yani alkol aldıysak hiç durmayacak mıyız?" sonucunu çıkartan arkadaşları ayrıca tebrik ediyorum.

13. İlle de yoldaki bir çizgiyi takip etmek isteyen dürtülerine, çöp kamyonlarından akan yağlı sızıntıyı pas geçmeleri gerektiğini öğret. Gününü, haftanı, sağlık sigortanı ve kaskonu çöp etme. Haaa bir de beyaz çizgilerin asfalttan altı kat daha kaygan olduğunu da unutma.

15. Vites değiştirirken halen beyninden senin de duyabileceğin bir şekilde diğer uzuvlarına ’ikinci vites birin üstündeydi’ şeklinde komut gidiyorsa, kaskının ve diğer malzemelerinin üzerinde olduğundan yüzde yüz emin ol.

16. Otobanda kamyon, tır, otobüs; yoğun trafikte ise Renault 12, Şahin, Kangoo, minibüs gibi araçlardan, haa bir de bayan otomobil sürücülerinden uzak dur. Arkadaş 12 yılda 4 otomobil çarptı, dördü de bayandı.

17. Normalde takım elbise giydiğinde daha ağır adımlarla yürüdüğünü anımsa ve motorda kimseyle yarışma. Görev paylaşımı yaptık, o işe ’racingci’ kardeşler bakıyor.

18. Trafik açıldığında yanındaki aracın seni sıkıştırmasını istemiyorsan trafik ışıklarına bak, önde oturan bayana değil.

19. Park ederken dönemedin mi? Belin yerine koruma demirini dene, sonra da bunu isteyerek yapmışsın gibi bir eda takın. Bu arada kontağı da hemen kapamayı unutma.

20. Cuma ve cumartesi geceleri ilerleyen saatlerde Ortaköy, Taksim, Kordonboyu gibi yerlerde sapsal sapsal gezinme. O sırada trafikteki ortalama promil 150 civarında, unutma.

21. Koynuna arı mı girdi? Bırak soksun, tadını çıkart. Unutma romatizmaya da iyi geliyormuş. Debelenme, debelenme, debelenme!

22. "Tüh aha da sağa dönecektim" dediysen, düz git. Git 30 kilometre ileriden dön."Nasıl döndüm ama helal olsun bana" sendromuna kapılırsın. Allah korusun alışkanlık filan yapar. Düz gidip 30 kilometre ileriden dönersen salaklığına hayıflanıp bir dahakine kavşağa gelmeden uyanık olur, kararını erken verirsin.

23. Benzin aldıktan sonra hemen gazlayıp gitme. Karının arkanda olduğundan emin ol. Tuvaletteki eşini benzincide unutmak bir motorcunun başına gelebilecek en feci olaylardan birisidir. (Nedense bugüne kadar kız arkadaşını unutan birine rastlanmamıştır)

24. Racing kullanıyorsan arkana erkek arkadaşını alma. Ver parasını, nereye gidecekse taksiyle ulaşsın. Adam biraz da ödlekse yanlış anlamalara sebep olur, aklayamazsın kendini.

25. Chopper ile toprak yola girme, hele yokuş hiç çıkma, hele hele toprak yokuşta asla durma. Ön tekerlek frende kaya kaya geri gelir bir yerden sonra da yatarsın. Bunları yaşadıysan ve arkanda partnerin varsa, birine anlatırken "Kız arkadaşımla bir yattık ki geçen gün" cümlesini kullanıp milletin aklını karıştırmayasın.

26. Sadece kalın kafalıların kask kullanmadığını unutma, onların mazereti makul. Haa bir de ele güne daha karizmatik gözükeceğim diye kafanın daha kolay kırılmasını sağlayan taslardan asla kullanma. O Nazi türü şeylerin kafana takacağın ortadan kesilmiş beş litrelik pet şişe kadar seni koruyacağını unutma. Bu arada kask takmamakta ısrarcıysan, arada bir Okmeydanı SSK acilin önündeki bankta bir süre otur, sigara iç ve gelenleri izle. Fikrini değiştireceksin.

27. Polis çevirdiğinde o daha hiç konuşmadan sen mutlaka birkaç şey söyle. Eksiğin, fazlan, hatan, kusurun varsa ve onun bunu fark ettiğini biliyorsan hemen itiraf et, inkar etme. Yarım ağızla konuşup "Dişimi çektirdim de çok üzgünüm, farkındayım. Aslında hiç yapmam. İkaz ettiğiniz için teşekkür ederim" filan de. (Yıllardır denenmektedir ve yaşamımda buna karşı koyabilen bir polise hiç rastlamadım)

28. Kanalizasyon kapaklarının kenarından, tramvay rayının üzerinden, grup sürüşlerinde arkadaşının sağından, tıkalı yolda araçların hemen solundan gitme. Hayat sigortan mı var? O zaman demedi deme!

29. Kendinle barışık ol. Bırak herkes; korumalı montun, çeneli kaskın, kışlık çizmelerin, kaskon, zamanı gelmeden aldığın yeni lastiklerin, havalı kornan, ilave neon ışıkların, fosforlu pantolonun ve yan sanayi koruma demirin ile alay etsin. Hasta ziyaretine gitmek, kabulden evladır.

NOT: 21’inci madde hariç tamamı gerçek ve birçoğu tecrübeyle daimdir. 24’üncü maddeyi yaşamamak için ise depo kapağı üzerinde fotoğraf bulundurma uygulamasına geçmek mantıklı olabilir.

Cumartesi, Kasım 11, 2006

Sete Gibernau MotoGP'ye Veda Etti

MotoGP takımlarından Ducati'nin İspanyol sürücüsü Sete Gibernau, Barcelona'da düzenlediği basın toplantısında MotoGP kariyerini noktaladığını söyledi:

Sete Gibernau

"Benim için inanılmaz bir deneyimdi. Elde ettiğim zaferlerden gurur duyuyorum. Dünya şampiyon olmayı çok istemiştim. 500cc ve MotoGP'de yarış kazanmanın, klasman liderliğinin ve sonuna kadar zirve mücadelesi vermenin keyfini yaşadım."

Özellikle 2003 ve 2004 sezonlarında Valentino Rossi ile büyük çekişme yaşayan 33 yaşındaki sürücü, geçen yılı 7. sırada noktaladıktan sonra Honda'dan Ducati takımına transfer olmuştu.

Bu sezon bekleneni veremeyen Gibernau, geçirdiği kazalar ve sakatlıklar nedeniyle 7 yarışta start alamadığı sezonu, 13. sırada tamamladı.

Kariyerinin ilk grand prix'sini 2001'de Valencia'da elde eden yarışçı, 2003 yılında dört birincilik ve altı podyum finişiyle MotoGP'de en yüksek puanla ikinci olan pilot unvanıyla tarihe geçmişti.