Pazartesi, Temmuz 31, 2006

Motosiklet Kardeşliği

Motosiklet kültürüne sahip motosiklet kullanıcılarının arasında yazılı olmayan bazı etik kurallar vardır. Aslında bunlara kural demek bile doğru olmayabilir. Bir tür azınlık dayanışması gibi birşeydir sanki bu.

Örneğin yolda arızalanmış bir motor görseniz mutlaka durup bir bakarsınız, yardıma ihtiyacı olup olmadığını sorarsınız. Oysa otomobil kullanıcıları arasında bu tür sıkı bir dayanışmaya rastlamanız pek mümkün olmaz.

Evet, bir tür azınlık dayanışması denebilir buna. Hatta bundan biraz daha fazla bir şeydir aslında motosiklet kardeşliği.

Motosiklet kullanmayı tercih etmek bilinçli bir deliliktir de. Evet bilinçli delilik: 4 tekerliğin izole edilmiş güvenliğini bir kenara bırakır, kendi başında ayakta bile duramayan bu iki tekerli makina ile bütünleşip, tek vücut olmayı tercih edersiniz. Sanki başka bir boyuta geçmek gibidir. Ve doğal olarak bu bilinçli deliliği tercih eden diğer kişilere de yakın hissedersiniz kendinizi. Çünkü bir tek siz gerçekten anlarsınız onları. Tabii ki onlar da sizi.

Motosiklet ile Yunanistan'a gitmeyi planlayan ancak mont, kask, koruma vb. yol için gerekli aksesuarları tedarik etmekte güçlük çektiği için bunları arkadaşlarından talep eden Tuğçe Baran'ın geçen gün Vatan Gazetesi'nde yazdıkları Motosiklet Kardeşliği'ne iyi bir örnektir sanırım:

"Kim derdi ki hayatında daha önce topu topu üç saat motor arkasında yolculuk etmiş biri, birden kendini acayip cömert bir topluluk içinde bulsun ve asla sahip olamayacağı bir takım malzemelere şak diye kavuşsun..

Evet böyle bir şey varmış. 'Motorcu Dayanışma Ruhu' diye bir şey varmış gerçekten. Yıllarca duyduğum fakat inanmadığım şey gerçekmiş!

Geçen gün anlattığım gibi gerekli malzemeleri tedarik etmemiz hüsranla anlaşıldı ki mümkün değil. Eşek yükü bir para..

Onun üzerine motor sahibi arkadaşlara başvurduk.

Sanıyordum ki herkes "yok bana lazım" "yok veremem, çok kıymetli" diyecek.

Hayır öyle olmuyormuş. Pekala, neredeyse canından çok sevdiğin, dünyanın parasını verdiğin montunu, kaskını, şuyunu buyunu verebiliyormuşsun. Bu araba sahibi olmaya benzemiyor. Kimse kimseden "yola çıkıyorum stepneni, tamponunu, yan aynanı istiyorum" diyemez. Ama motorcu olduğun zaman isteyebiliyorsun..

Ben hayatımda kimseden tek bir şey istemiş bir insan değilken şu an Müge sayesinde bir adet motor montu, bir adet motor pantolonu, dizlik, bel kuşağı, Mustafa sayesinde bir adet bagaj kutusu, Arzu sayesinde mask, Lale sayesinde bir adet gözlük, Ali sayesinde bir adet yan çanta sahibiyim..

Sağ kalır geri dönersek elbette hepsini geri vereceğiz ama şu an robokop gibi donanmış durumdayız.

Ne diyebilirim ki..

Mutluyum, huzurluyum.."

İşte böyle bir şeydir Motosiklet Kardeşliği...

Hiç yorum yok: