Çarşamba, Aralık 20, 2006

Honda CBR 125 Cup Şampiyonu Asya Kupası'nda

Honda'nın motosiklet sporuna yeni yıldızlar kazandırmak amacıyla düzenlediği ve yaşamlarında ilk kez pistlerde yarışan gençlere şans tanıdığı Honda CBR 125 Cup'ta şampiyon olan Mehmet Öztürk geçtiğimiz günlerde Asya Kupası'na katımak üzere Japonya'daydı. 2006 Honda CBR 125 Cup şampiyonu, Japonya' da Motegi Twin Ring Pisti'nde Asya şampiyonları ile yarıştı.

Asya Kupası

MotoGP 250cc dünya klasmanı sıralamasını bu yıl sekizinci olarak bitiren Shuhei Aoyama ile Japonya 125cc şampiyonu Hiroyuki Kikuchi'nin de klasman dışı start aldığı yarışta ilk kez start alan Mehmet Öztürk en az 3-4 senedir yarışan rakipleri arasında 14. oldu.

Yarıştan sonra konuşan Mehmet, pistlerde yarışmanın heyecanını şu sözlerle dile getirdi: “Hayatımda Türkiye' de 6 yarış ve buradaki ile toplam 7 yarış yaptım. Kendi ülkemde yapılan yarışlarda çok zorlanmamıştım. Burada ise gerçek yarışın ne olduğunu gördüm. Tur zamanlarımız bana yakın grupla 1 saniye, ön grupla da 2 saniye civarında idi. Burada bu zamanın çalışma ile kapatılacağını gördüm. Bu yarış benim ufkumu açtı. Bir yıl önce bana ‘Türkiye'de bir motosiklet yarışı yapılacak, sen buna katılacaksın ve birinci olacaksın; sonrasında da Japonya'da Türkiye adına yarışacaksın!' deselerdi inanmazdım. Bu rüya gerçek oldu ve ben yarıştım.”

Perşembe, Aralık 14, 2006

Dakar Rallisi'nde Türk Bayrağı

Kemal Merkit ve Kutlu Torunlar’dan oluşan Jim Beam Türk Takımı Lizbon – Dakar arasında düzenlenecek efsane ralli Dakar 2007’ye bayrağımızı götürüyor.

Jeam Beam Türk Takımı

Dakar Rallisi’ni bitirebilen tek Türk ünvanına sahip Kemal Merkit ile tecrübeli motorsporcusu Kutlu Torunlar’dan oluşan Jim Beam Turkish Team, Dakar’a katılan ilk Türk Takımı olacak. Castrol, Spor Moto, Maximum kart ve Jansport’un co-sponsorluğunda 29.Dakar Rallisi’ne katılacak ekip ülkemizin tanıtımına da büyük destek verecek.

İnsan ve makinenin birlikte doğa ile mücadelesinin en zorlu şartlarda sınandığı Afrika çöllerinin kızgın sıcağında gerçekleşen 15 günlük dünyanın en zorlu rallisi Dakar, 6-21 Ocak 2007 tarihleri arasında 525 takım ve yüzlerce teknik ekibin katılımı ile Lisbon - Dakar arasında düzenleniyor.

4 kıta ve 42 değişik ülkeden 187 otomobil, 250 motosiklet ve 88 kamyonun performans ve azim göstererek sınırları zorlayarak bitirmeye çalıştıkları 8,696 km’lik ralli bu yıl Portekiz’den başlayarak, İspanya, Fas, Moritanya ve Mali’yi geçerek Senagal (Dakar)’da son bulacak.

Dakar 2007 Haritası

Motosiklet kategorisinde 250 yarışçı arasında yeralacak Jim Beam Turkish Team, 450cc sınıfında KTM 450 exc mecasystem pro rally motosikletleri ile mücadele edecek. Daha önce 3 kez Dakar Rallisi’ne katılan ve 2 kez bitirerek Genel Klasmanda 23.lük elde eden Kemal Merkit ve tecrübeli motorsporcusu Kutlu Torunlar’ın ilk hedefi 8,696 km’lik bu zorlu yarışı bitirmek. İkinci büyük hedef ise Genel Klasmanda ilk 20 içerisinde yer alarak, 450cc kategorisinde ilk 5 sırayı elde etmek.

6 Ocak’ta Portekiz’in başkenti Lizbon’da start alacak 29. Dakar rallisinde 15 özel etap gerçekleşecek. Her bir özel etap yapıldığı ülkenin coğrafi yapısına göre farklı özellikler taşırken, yarışçıların bu yılki en uzun etabı 817 km ile Fas – Moritanya arasındaki Tan Tan – Zouerat olacak.

2007 Dakar rallisinde yarışçıları en çok navigasyon (yön bulma) zorlayacak. Yarışçılar GPS’i sadece pusula olarak kullanabilecek.

Afrika’nın kalbinde gerçekleşen sıradışı sportif rekabet içerisinde yer alan %80’i amatör katılımcılardan oluşan Dakar Rallsi’nde motosiklet kategorisinde sporcular 450cc ve 450cc üstü olmak üzere Maraton (minimum düzeyde modifiye edilmiş motosikletler) ve Super Production (modifiye edilmiş motosikletler) sınıflarında mücadele edecekler. Jim Beam Turkish Team’in yarışacağı 450cc sınıfında toplam yarışçıların %70’i yer alıyor. Dakar 2007’de uygulanacak önemli bir kural ise hız limiti getirilmiş olması. Son yıllarda yaşanan kazaların önlenmesi amacıyla uygulamaya konulan hız limiti 160 km/h.

“Drink Smart” (Akıllı İçki İç) mottosu ile sosyal sorumluluk üstlenen Jim Beam, Kemal Merkit ve Kutlu Torunlar ile bu projesini Türkiye’de de hayata geçiriyor. Jim Beam Turkish Team “Drink Smart” (Akıllı İçki İç) kampanyası kapsamında, Jim Beam’in üstlendiği sağduyulu tüketim mesajları ile kamuoyunu bilgilendirecek. Küçük yaşta içki içme ve içkili araç kullanmanın zararlarını bir kez daha ön plana çıkartacaklar.

6-21 Ocak tarihleri arasında gerçekleşecek motorsporlarının zirve yarışı Dakar Rallisi’ne katılacak Jim Beam Turkish Team ile ilgili tüm detaylar www.dakarturk.com web sitesinden takip edilebilecek.

Kemal Merkit ve Kutlu Torunlar

Dakar 2007 rallisi’ne katılan Türk Takımı’nın ana sponsoru: Jim Beam. Co-sponsorlar: Castrol, Maximum kart, Jansport. Medya Sponsorları: Milliyet – Power FM. Destek Sponsorları: Colombia, Tekno Gym, Oakley.

Çarşamba, Kasım 29, 2006

Tek Ehliyet Dönemi Başlıyor mu?

Özellikle son yıllarda çok tartışılmaya başlandı. Kimisi 50 cc'ye kadar, kimisi 125 cc'ye kadar B sınıfı ehliyetin geçerli olduğunu iddia etti, kimisi yasanın henüz çıkmadığını ama yakında çıkacağını söyledi durdu.

İşte şimdi tam da bu konu ile ilgili bir haber okudum. Sonunda bu konuya bir açıklık getiriliyor ve yasa yakında çıkarılıyor anlaşılan. İşte haber:

Tek Ehliyet Dönemi

Yürürlüğe girecek yeni uygulama ile birlikte otomobil ehliyeti motosiklet için de geçerli olacak.

İçişleri Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı yeni tasarıyla motosiklet kullanım oranının artması ve dolayısıyla trafik ve çevre kirliliğinin azalması planlanıyor. Yeni tasarıyla birlikte motor hacmi 50 cc.’ye kadar olan motosikletler B sınıfı sürücü belgesiyle birlikte kullanılabilecek.

Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında hazırlanan ve TBMM'ye gönderilen tasarı ayrıca B sınıfı ehliyete olanlara traktör, vitessiz mobilet ve 50 cc'den daha az hacimli vitesli motosiklet kullanma imkanı verecek. 50 cc'nin üzerindeki motor hacimlerinde ise yine A2 sınıfı ehliyet şartı aranacak.

Haberle ilgili ilk yorum benden:

İçişleri bakanlığı motosiklet kullanımının yaygınlaşmasını ve dolayısı ile trafik ve çevre kirliliğinin azalmasını bu kadar istiyor idiyse eğer, bu yıl boyunca eklenen bir sürü vergi, teminat vb. "cezalar" ne içindi peki?

Yolunuz açık olsun.

Pazartesi, Kasım 27, 2006

Hangi Motosikleti Almalı?

Çevremde en sık karşılaştığım ve motosikletli hayata yeni başlayacakların kafasını en çok kurcalayan soruların başında gelir: Acaba nasıl bir şey almalı? Enduro, cross, racing, cruiser, scooter, maxi scooter? Ya markası? O da ayrı bir kararsızlık konusudur. Bir de işin içine fiyatlar girince durum iyiden iyiye içinden çıkılmaz bir hal alır.

İnternet siteleri gezilir, forumlara bakılır, yorumlar okunur, eşe dosta sorulur, bayiilere gidilir, fuarlar beklenir ve en çok da yanımızdan geçen tüm iki tekerlere şöyle "alıcı gözüyle" iyice bir bakılır.

Bazen durum daha nettir tabi. Belli bir tarz, marka, model vardır hayalimizde. Bütçesi de uygunsa bütçemize, bizden mutlusu yoktur artık. Ama çoğunlukla durum bu kadar basit olmaz maalesef.

Daha önce yine bu sayfalarda Motosiklet Tipleri hakkında bazı bilgileri paylaşmıştım. O nedenle şimdi o konuya yeniden girmeyeceğim.

Tarzınızı Belirleyin

Deneyimlerim bana gösteriyor ki bu kararsızlık aşamasında en doğru yol ilk önce içinden gelen sese kulak vermektir. Hiç baskı yapmadan, zorlamadan, sakince dinleyerek. İçinizdeki ses size, bir motorun üzerine oturduğunuzda o motorun size uygun olup olmadığını mutlaka söyleyecektir.

Beklentinizi Netleştirin

Tarzınızı belirlerken, satın alacağınız motosikletten ne beklediğinizi de olabildiğince net bir şekilde belirlemeye çalışın. Örneğin ağırlıklı olarak şehir içinde mi kullanacaksınız, yoksa dağa bayıra mı çıkacaksınız. Uzun yola çıkmayı düşünecek misiniz?

Kaç CC'lik Bir Rider Olacağınıza Karar Verin

En kafa karıştıran sorulardan biri de budur. Özellikle Racing tutkunları yüksek CC'lerden başlamak isterler. Bunun genel geçer bir kuralı olmamakla birlikte, özellikle motora ilk başlayacaklar için yüksek CC'ler önerilmez. Bana göre başlangıç için 125-250 cc idealdir. İlla hangisi derseniz 250 derim.

Marka Seçimi Önemli

Marka seçiminin öneminin birkaç nedeni var. Bir tanesi tabii ki istediğiniz tarza uygun modelleri olup olmadığı ve o modellerdeki başarısı. İkincisi fiyatının bütçenize uygun olup olmadığı, üçüncüsü satış sonrası servis yaygınlığı, hizmet kalitesi ve yedek parça durumları. Bu konularla ilgili mutlaka yeterli bir ön bilgi edinmeye çalışın.

Fiyatı Bütçenize Uygun mu?

Motor seçiminizi etkileyecek en önemli kriter budur belki de. Her ne kadar istemediğiniz tarzda bir motosikleti bedava da verseler kullanmayacak olsanız da istediğiniz bir motora sahip olabilmeniz için mutlaka bütçenize uygun olması gerekiyor.

Dolayısı ile bu noktada işe istediğiniz motorların bir listesini yaparak başlayın. Fiyat olarak sizin için imkansız olanları baştan eleyin. Daha sonra her motor için fiyat, kalite ve performansına göre bir puan verin. Puanları verirken kapsamlı bir ön araştırma yapmayı ihmal etmeyin.

Motosiklet Gruplarına Üye Olun

Doğru motosiklet seçimi konusunda size en çok yararı olacak şey, doğru insanlara danışmaktır. İnternet ortamında rahatça bulabileceğiniz bir çok motosiklet grubu var. Bu gruplara üye olarak hem aynı tutkuyu paylaştığınız bir sosyal çevre edinebilir hem de diğer üyelerin deneyimlerinden yararlanabilirsiniz.

Tabii ki motosiklet gruplarının hepsi uygundur diye bir şey yok. Bu konuda da seçiminizi doğru yapmanız gerekir.

Benim tavsiyem Türkiye'de motosiklet kültürünü sahiplenen ve düzeyli ortamıyla kendinden söz ettiren İstanbul Riders olacaktır. Bu gruba üye olmak için motosikletinizin olması bile gerekmez. Hatta İstanbul'lu olmanız bile gerekmiyor. Kısaca motosiklet kültürünü benimsemiş herkese kapılar açık.

Siz de Deneyimlerinizi Paylaşın

Eminim herkesin bir motorlanma ya da karasızlık içinde motorlanamama hikayesi vardır. Bu hikayelerinizi, görüşlerinizi, önerilerinizi, deneyimlerinizi burada paylaşın. Paylaşın ki motosikletli hayata yeni başlayacaklara azıcık ışık tutmuş olalım.

Konumuz "Hangi motosikleti almalı?" Evet herkes için değişir bu. Ama yine de kendi tercihlerinizi, nedenleri ile belirtebilirsiniz.

Dilerseniz yorum olarak yazın. Dilerseniz post@motortutkusu.com adresine yazılarınızı gönderin, ayrı bir başlık halinde bu sayfalarda yayınlayalım.

Yolunuz açık olsun...

Cumartesi, Kasım 25, 2006

Rossi'nin Ralli Tutkusu

MotoGP'de beş dünya şampiyonluğu bulunan İtalyan Valentino Rossi motosiklet kariyerini noktaladıktan sonra Dünya Ralli Şampiyonası'nda yarışmak istediğini belirtti.

Valentino Rossi

Valentino Rossi MotoGP kariyerine noktayı koyduktan sonra da motor sporlarından uzak kalmamak niyetinde. Beş dünya şampiyonluğu bulunan Yamaha pilotu 'Doktor' Rossi katıldığı Yeni Zelanda Rallisi reklam çekimlerinde MotoGP'den emekli olunca Dünya Ralli Şampiyonası'nda yarışmak istediğini ifade etti.

Rossi daha önce de Ferrari F1 test sürüşlerine katılmıştı. Doktor ayrıca Almanya'da Hockenheim'de Mercedes touring car kullandı.

Yeni Zelanda Rallisi'nin haklarını elinde bulunduran David Richards Autosport'a konuyla ilgili olarak "Kendisi şampiyona için %100 başarılı bir girişim olur, ayrıca bu Rossi'nin de istediği bi durum" dedi.

Çarşamba, Kasım 22, 2006

Motosiklet ve Kış Bakımı

Kış geldi, kapıya dayandı artık. Bütün bahar, yaz ve sonbahar ayları boyunca doya doya kullandık motorlarımızı. Peki kış aylarında ne yapacağız? Kimimiz devam edecek tabi kullanmaya, kimimzse kış uykusuna yatıracak motorlarını. Evet bu yazı özellikle motorlarını kış uykusuna yatırmayı düşünenleri ilgilendiriyor.

Honda Ekim ayı bülteninde ayın konusu "Motosiklet ve Kış". Bakın Mehmet Tamer bu konuda neler yazmış:

Motosiklet ve Kış…

Motosiklet ve Kış

Motosikletlerimizden uzun süre problemsiz olarak faydalanabilmek için periyodik bakımların öneminden bahsetmiştim. Bu ay yine en az periyodik bakımlar kadar önemli bir başka konudan bahsedeceğim. Kış geldiğinde motosikletlerimizi ne yapacağız? Bazılarımız yaz –kış ayrımı yapmadan motosikletlerini kullanmaya devam ederken bazılarımızın motosikletlerini kışın çeşitli yerlerde depoladığını, beklettiğini biliyorum (bir arkadaşımınki evinin içinde. Çoğunlukla ticari amaçla kullanılan motosikletleri yaz-kış yollarda görüyorum. Sadece sezonda kullanılan ve kışın bir yere park edilip yeniden sıcak havaların gelmesini bekleyen motosikletlerde sezon geldiğinde bazı sıkıntılar yaşandığı da pek çoğumuz tarafından yaşanmış bir durumdur. Evet, mekanik olarak benzer özellikleri olsa da otomobiller ve motosikletler farklıdır. Otomobillerde dahi uzun süre kullanılmama durumunda alınması gereken tedbirler varken motosiklette bunun çok daha önemli olduğu açıktır.

Öncelikle kış şartlarında kullanılan motosikletlerle ilgili bazı hatırlatmaları yapmakta fayda var. Bildiğiniz gibi kışın kar temizliğinde kullanılan tuz tüm makinalar için son derece zararlı korrozif bir maddedir. Bu nedenle bu şartlarda kullanılan motosikletlerin kullanım sonrasında soğuk su ile yıkanarak tuzunun temizlenmesi gerekir. (Dikkat: Sıcak su tuzun reaksiyonunu hızlandırır ve etkisini arttırır.) Daha sonra motosikleti kurulayıp boyalı yerlerini cilalamak boyadaki olumsuz etkileri de ortadan kaldıracaktır. Krom yerlere (gidon, cantlar, v.s.) koruyucu yağ sıkmak bu bölümlerin korozyon riskini azaltacaktır. Ancak bu korucu yağın kesinlikle fren disklerine bulaşmamasına dikkat etmek gerekmektedir. Öte yandan fren levyelerine ve egzost üzerine de herhangi bir koruyucu yağ sıkmayınız.

Eğer motosikletimizi uzun bir süre kullanmayacaksak ve sezon geldiğinde problemsiz bir şekilde aracımızı çalıştırmak istiyorsak aşağıdaki bazı hayati tedbirleri almakta fayda var.

• Depolama öncesi motor yağının değiştirilmesinde fayda var. Motor yağının bir görevi de motor elemanlarında korozyonu önlemektir. Bu sebeple yağa eklenen korozyon önleyici katkılar zamanla özelliğini kaybetmektedir. Eğer motor yağı bekleme süresinde özelliğini yitirirse parçaları korozyona karşı yeterince koruyamaz. Eğer bekleme sürasi 6 ayı geçerse motor yağı yeniden değiştirilmelidir.

• Soğutma sisteminde %50 oranında antifiriz olduğundan emin olun. Motorların malzemesine uygun antifiriz kullanılmalıdır. Örneğin alüminyum motor bloğu için buna uygun antifiriz kullanılmalıdır. Yanlış veya kalitesiz antifiriz kullanımı soğutma kanallarına zarar verir.

• Depodaki yakıtı tamamen boşaltın. Bu iş için piyasadan temin edilecek bir sifon kullanılabilir. Bazı motosiklet motorları yakıta çok hassatırlar ve beklemiş yakıt bu motorlarda ilk çalıştırmada özellikle buji ile ilgili ateşleme sorunu ortaya çıkarır.

• Karbüratörlü motorlarda karbüratörde kalan yakıtı boşaltarak ayar vidaları ve kanallarda tortu birikimini önleyin.

• Mümkünse depo içersine paslanmayı önlemek amacıyla ince bir yağ püskürtün ve depo kapağını kapatın.

• Silindirlerde paslanmayı önlemek için bujileri sökerek silindirlere bir yemek kaşığı kadar motor yağı döküp buji deliklerini bir bezle kapatın. Bu yağın silindirlere yayılması için birkaç defa marşa basılmalıdır.

• Akü sökülmelidir ve ayda bir defa şarj edilmesinde fayda vardır.

• Motosikletin boyalı ve krom kısımları koruyucu yağ ile yağlanmalıdır.

• Tahrik zinciri yağlanmalı ve lastikler belirtilen değere şişirilmelidir.

• Pek çok motorun açık otoparklarda kış boyu bekletildiği düşünülürse üstünün örtülmesi son derece faydalı olacaktır.

Sezon başladığında motosiklete binmeye kaldığımız yerden keyifle devam etmek için bu basit tedbirleri almakta fayda var. Aslında her kullanıcı kitabında motoru saklama ile ilgili bilgiler verilmektedir. Biraz dikkat ve tedbirle sezona hızlı bir başlangıç yapabiliriz. Keyifli bir kış geçirmenizi ve topladığınız enerji ile sezona iyi bir başlangıç yapmanızı dilerim.

Keyifli sürüşler.

Mehmet Tamer

Pazartesi, Kasım 20, 2006

Yamaha YBR 250

Bu motor çok konuşulacak ve büyük bir ihtimalle de çok satılacak.

Yamaha YBR 250

Yaygın servis ağı, bol ve ekonomik yedek parça desteği ile Yamaha bugün Türkiye'nin en çok tercih edilen motosiklet markalarından biri. Özellikle YBR 125 modeli ile piyasanın tozunu attırıyor desek yeridir. YBR 125, gerek kullanım kolaylığı gerekse de uygun fiyatı ile bir çok motosiklet sürücüsü için aynı zamanda ideal bir başlangıç motorudur da. Kimileri YBR 125'i kurye motoru diyerek küçümser. Oysa her gün sabahtan akşama kadar İstanbul trafiğine, özel cross pistlerine taş çıkartacak bozuk yollarına meydan okuyan bu motosikletleri küçümsemeden önce durup bir daha düşünmek gerekmez mi?

YBR 125'in bu başarısından sonra Yamaha en büyük bombasını YBR 250 ile patlatacak gibi görünüyor. Yamaha Motosikletleri Türkiye distribütörü Beydeyama'dan öğrendiğime göre YBR 250, fuarda sergilenmesinin ardından Nisan 2007'de satışa sunulacak. Henüz fiyatı belli değilmiş ama tahminime göre oldukça rekabetçi bir fiyatla piyasaya gireceklerdir.

YBR 250'nin, gerek çekici tasarımı gerekse de 250 cc'lik motoru ile 250 cc kategorisinde ciddi bir alternatif ve güçlü bir rakip olacağını öngörmek kehanet sayılmaz.

YBR 125'i tasarım açısından zayıf bulanların, sportif ve güçlü çizgileri ile 125 cc'lik kardeşinden uzak ara ayrılan YBR 250'yi oldukça tatminkar bulacaklarına kesin gözüyle bakıyorum.

Laf aramızda Türkiye'ye geldiğinde bir fırsat bulup test sürüşü yapmayı dört gözle bekliyorum. Hatta yakından gördükten sonra satın almayı bile düşünüyorum.

Yamaha YBR 250

Şimdi motordan biraz daha bahsedelim.

250cc.’lik dört zamanlı motorlu tam boyutlarda bir şaseye sahip YBR250, yeterli güç, şık görünüm ve ekonomik kullanımı birleştiren bir motosiklet arayan sürücülere hitap edecek bir model.

MOTOR:

Kolay kullanım için güçlü tork:

4 Zamanlı, hava soğutmalı, 250cc.’lik iyi cevap veren güçlü bir motor YBR250’nin güç kaynağını oluşturmaktadır. Günlük “taşıt aracı” kullanımı ve işlevselliği düşünülerek tasarlanan bu makina, alçak devirlerden orta devirlere çıkarken güçlü tork üreterek sıkışık trafikteki dur-kalk kullanımında çok etkili bir performans sergilemektedir.

Yakıt enjeksiyon sistemi:

YBR250’nin motoru, Yamaha’nın diğer büyük ve pahalı motorlarında bulunan bütün teknik özelliklere sahiptir. İyi performans ve düşük emisyon için YBR50 büyük bir hava filitre kutusundan hava alan yeni bir enjeksiyon sistemiyle donatıldı. Bu verimli sistem sayesinde motor, gaz kolu hareketine çok iyi cevap vermekte ve böylelikle motosikletin şehir içi trafiğindeki dur-kalk kullanımı kolaylaşmaktadır. Temiz yanma sağlayan enjeksiyon sistemi aynı zamanda açık ve uzun yol kullanımında da güçlü akselerasyon ve yeterli motor gücünü sağlamaktadır. Bu özellikler de YBR250’nin her amaca uygun, çok ekonomik bir motosiklet olduğunun göstergesidir.

Yamaha YBR 250

“Forged” pistonlar ve özel kaplanmış silindirler:

YBR250’nin motorunda sürtünmeden meydana gelen kayıpları önlemek ve makinanın verimini arttırmak adına daha dayanıklı “forged” piston ve sürtünme önleyici maddelerle kaplanmış silindir kullanıldı. Motora takılan “balancer” de vibrasyonu azaltarak motosikletin konforunu arttırmaktadır.

5 vitesli şanzıman:

Yeni YBR250’nin 5 zitesli şanzımanı günlük kullanımın gerekleri düşünülerek dizayn edildi. Dişli oranları da, motosikletin hem şehir içi, hem de şehir dışı kullanımda en iyi performansı vermesi gözetilerek dikkatle seçildi.

Oksijen sensörlü ve iki kademeli katalizör:

YBR250’ye oksijen sensörlü, iki kademeli egzos sistemi takılarak EU-3 emisyon regulasyonunun gereklerinin fazlasını karşılaması sağlandı. Sisteme hava indiksiyon sistemi de ilave edilerek yanmamış atık gazların miktarı minimum seviyeye indirildi.

Yağ soğutucu:

Şehir içi trafikteki dur-kalklar sırasında motorun çok ısındığını hepimiz biliriz. YBR50’ye bu tip kullanımlar sırasında motorun çok ısınmasını önlemek ve makinanın sabit bir ısıda çalışmasını sağlamak için yağ soğutma radyatörü monte edildi. Bu hafif radyatör aynı zamanda sürücünün konforunu ve motosikletin genel performansını da arttırmaktadır.

ŞASE:

Konforlu ve dengeli şase:

YBR250’nin şasesi de motoru gibi, şehir içi, şehir dışı çok amaçlı kullanıma uygun olarak yeni teknoloji malzemelerle tasarlandı. Şasenin tasarımı, Yamaha’nın büyük ve pahalı diğer modellerinde kullanılan şaselerin özelliklerini de içermektedir.

Yamaha YBR 250

Çift beşikli kadro:

Yamaha mühendisleri YBR250’ye konforlu, emniyetli ve dengeli sürüş sağlayacak bir şase üretmeyi hedeflediler. Öncelikle konforu sağlamak için çelikten, rahat ve doğal bir oturma pozisyonu veren çift beşikli kadroyu tasarladılar. Daha sonra 250cc. makinayı bu kadroya en uygun şekilde monte ederek sürücüye dengeli ve kolay sürüş sağlayacak ideal ön/arka ağırlık balansını buldular.

Kaliteli süspansiyon:

YBR250’nin arkasında, konforlu ve emniyetli yol tutuşu için yumuşak ve gelişmiş süspansiyon özelliklerine sahip Yamaha’nın “link” tipi Monocross sistemi kullanıldı. Ön tarafta ise, motosiklete kolay kontroledilebilme karakterini kazandıran yüksek kalitedeki 37mm. çapında hafif amortisörler kullanıldı.

Ön disk, arka kampana frenler:

Ön terelekte güçlü frenaj sağlayacak geniş, 282mm. çapında diski olan fren kullanılırken, arka tekerlekte frenajın verimini arttıracak tamburlu fren kullanıldı. Bu dengeli kombinasyonla YBR250’nin her şartta sürücüsüne kontrollu ve güçlü bir frenaj sağlaması garanti altına alınmış oldu.

Yamaha YBR 250

17” Alaşım döküm jantlar:

YBR250’nin motosiklete sportif bir görünüm veren 17” jantları dönme ağırlığını en aza indirerek süspansiyonun verimini arttırmaktadır. Bu jantları temizlemesi de kolaydır!

Ön janta 100/80-17, arka janta ise geniş 130/70-17 lastikler takılarak YBR250’nin yol tutuşu, kavraması ve kontrol edilebilme kabiliyetinin ideal düzeyde olması sağlanmıştır.

19.2 litrelik büyük kapasiteli yakıt deposu:

YBR250, üstün teknoloji yakıt enjeksiyon sistemiyle sınıfında yakıt tüketimi en ekonomik olan motosiklettir ve 19.2 litrelik büyük yakıt deposu sayesinde bir depo yakıtla müthiş uzun mesafelere seyahat edebilecektir.

YBR250’nin şık deposu sürücüsüne rahat bir sürüş pozisyonu sağlayacak biçimde dizayn edildi. Sportif görünüşlü depo özel dizaynı sayesinde, hareket helindeyken makinanın üstüne hava üfleyerek soğutmaya yardımcı olmaktadır.

Kademeli, çift kişilik sele:

Maksimum sürücü ve yolcu konforu için YBR250’de rahat, kademeli bir çift kişilik sele kullanıldı. Sele, akselerasyon sırasında sürücüyü arkaya kaymaması için yeteri kadar desteklemektedir. Selenin yüksekliği, bir çok sürücünün duruken ve yavaş akan trafikte iki ayağını da yere koyabilecek boyuta ayarlandı. Selenin yoğun olarak doldurulmuş arka kısmıyla beraber ulaşması kolay yolcu elcikleri ve ergonomik ayaklıklarla da maksimum yolcu konforu sağlanmıştır.

Yamaha YBR 250

Güçlü aydınlatma ve LCD göstergeler:

Yuvarlak, çok reflektörlü ön far güçlü bir aydınlatma sağlamaktadır. LCD gösterge tablosu hız göstergesi, toplam yapılan kilometre sayacı ve kullanışlı bir tripmetreden oluşmakta.

Yamaha YBR 250

2007 Renkleri:

Kırmızı
Gümüş
Siyah


Teknik Özellikler


Motor

Motor tipi: Tek silindirli, 4 zamanli, hava sogutmali
Silindir hacmi: 249 cc
Çap x Strok: 74 x 58 mm
Kompresyon oranı: 9.8 : 1
Maks. gücü: 21 HP-7.500 devirde
Maks. Tork: 2.1 kg-m-6.500 devirde
Yaglama: Islak karter
Yakit sistemi: Yakit enjeksiyon
Debriyaj tipi: Islak, çok diskli
Atesleme: TCI (Dijital)
Ilk çalistirma: Elektrik marsli
Vites kutusu: 5 vites
Tahrik: Zincirli

Şase

Ön süspansiyon: Teleskopik çatal
Arka süspansiyon: Masa
Ön teker hareket mesafesi: 115 mm.
Arka teker hareket mesafesi: 120 mm.
Ön fren: Tek disk, f 282 mm.
Arka fren: Tambur, f 130 mm.
Ön lastik: 100/80M/C 52S
Arka lastik: 130/70M/C 62S

Boyutlar

Boyutlar (UxGxY): 2.025 x 745 x 1.065mm
Sele yüksekligi: 805 mm
Iki teker arasi mesafe: 1360 mm
Min.Yerden yükseklik: 190 mm
Agirlik: 138 kg
Yakit kapasitesi: 19.2 litre
Yag kapasitesi: 1.55 litre

Yamaha YBR 250

Not: YBR 250 ile ilgili bilgi, teknik özellik ve görsel materyaller http://www.beldeyama.com.tr' den alınmıştır.

Rossi Bu Kez Dört Teker Üstünde

Moto GP'ye devam kararı alan Valentino Rossi, Hockenheim pistinde Mercedes'in DTM otomobilini test etti.

Valentino Rossi

Moto GP'de sezonun Valencia'daki son yarışında düşünce şampiyonluk unvanını 5 yıl sonra Nicky Hayden'a kaptıran Valentino Rossi, bu kez dört tekerlek üzerindeydi.

Daha önce, Ferrari Formula 1 aracını test eden, hatta F1'e geçmesi gündeme gelen Rossi, Almanya'nın Hockenheim pistinde Mercedes'in Almanya Binek Otomobiller Şampiyonası DTM'de kullandığı otomobili test etti.

Rossi'nin testte kullandığı C serisi otomobil iki yıldır DTM'de mücadele eden eski Formula 1 şampiyonlarından Mika Hakkinen'e aitti.

Mercedes yetkilileri Rossi'nin istikrarlı pilotajından ve tur zamanlarından çok etkilendiklerini dile getirdiler. Rossi ise, "Motosiklette sadece aracı kullanmıyorsunuz, motosikletin bir parçası olmak zorundasınız. Denge için çok fazla hareket etmelisiniz. Otomobil bu açıdan çok farklı. Muhteşem bir yol tutuş ve inanılmaz bir frenaj kabiliyeti var. Çok eğlenceli." diyerek iki tekerlekle, 4 tekerlek arasındaki farkı yorumladı.

60.Yıla Özel Vespa'lar

1946’dan günümüze, "scooter" denince akla gelen ilk marka olan Vespa, 60’ıncı yılına özel 2 yepyeni fakat nostaljik model yarattı. Efsanevi motosikletin 1950 ve 1960’lardaki tasarım ve teknik özelliklerinin yorumlanmasıyla ortaya çıkartılan bu iki model, tüm dünyada satışa çıkmış.

VESPA GTV

Vespa GTV

Çelik gövdesi ve kült Vespa çizgilerini taşıyan tasarımı ile Vespa GTV, ön çamurluğundaki yuvarlak farı ile farklılaşıyor (1950’lerde far gidona taşınmıştı). Gidon çizgilerinin ilk Vespa prototipinde olduğu gibi çıplak metal olarak kullanıldığı Vespa GTV, bu yönüyle modern bir motosiklet havası taşıyor. Yuvarlak analog göstergesi (içinde dijital bir bölüm de var), deriden üretilmiş dikişli, iki kişilik kademeli selesi ve ilk modellere benzer gri metalik boyasıyla bu retro model teknik özellikler açısından geliştirilmiş olmasıyla sürüş keyfiyle konfor ve gücü birleştiriyor. 250 cc olarak sunulan motorun 4 zamanlı 4 sübaplı motoru sıvı soğutmalı olarak çalışıyor.

VESPA LXV

Vespa LXV

Yeni Vespa LX’i temel alan fakat yine 1960’ların çizgileriyle tekrar yaratılan Vespa LXV, o yıllarda olduğu gibi sürücülere sonsuz hareket ve özgürlük sunuyor. Bu özel modelde de özellikle aksesuarlarla nostalji yaratılmış. Vespa’nın 60’ıncı yılına özel üretilen Vespa LXV, geçen sene piyasaya sürülen yeni LX’in tüm teknik özelliklerini barındırıyor. Model 125 cc olarak satışa sunuluyor. 125 cc’lik LXV nostaljik Vespa görüntüsünü neredeyse tam olarak yansıtıyor. 50’lerin başında Avrupa yollarında boy gösteren ve Vespa LXV ile yeniden hayat kazanan bu model ünlü ’Roman Holiday’ adlı filmde de kullanılmıştı.

Motosiklette Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler

Bir süre önce Ayşe Şule Bilgiç Hürriyet'te, Hasan Okumuş'un kaleminden "Motosiklette Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler" adıyla bir yazı yayınlamıştı. Oldukça espirili bir dille yazılmış olan bu yazıyı ben de buraya aynen aktarıyorum. Keyifle okumanız dileğiyle...

Stoppie

Motosiklette Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler

1. Disk kilidini taktığını her zaman hatırlayacak beyne sahip biri henüz dünyaya gelmedi. İlk olmaya çalışıp zorlama. Unutursuuun!

2. Bol paçalı pantolon giyme. 100 kilometrenin üzerinde paça rüzgarla yukarı doğru sıvanıp anti-karizmatik bir hal alıyor ve ikide bir düzeltmekle olmuyor. Çek kenara. Adam gibi sok paçanı çorabın içine. Kendi karizmanı kendin boz,rüzgara bırakma.

3. Aerodinamik tasarımında harikalar yaratılmamış olan yüksek ön camlı, yan çantaları olan motora biniyorsan, 120 kilometreden sonra her an türbülans etkisine gireceğini ve bunun arka lastiğin patlamış gibi seni şiddetli yalpalamaya zorlayacağını hatırla. Düşmezsin belki ama "ödüm patladı" tabirinin bir motor sürücüsü tarafından böyle bir olay sonrasında atasözü haline dönüştüğü rivayeti var. Ben yaşadım, sonra bir hafta kadar karşı cins senin için hiçbir şey ifade etmiyor.

4. Öyle walkman, radyo gibi şeyleri motor tepesinde dinleme. Dinleyeceksen de slow müzik dinle. Davul soloda motor kullanmanın zorluğunu bilenler bilmeyenlere anlatsın.

5. Yokuş yukarı durunca sağ elinin marifetlerine güvenip hem freni hem de gazı zorlamaya kalkma. Koy sağ ayağını arka frene, motor viteste bak keyfine.

6. İş stresi, aşk acısı, hicran yarası, patron sendromu, eş fırçası, arkadaş kazığı, bunalım, depresyon, jat lag, joint sonrası, yetişme telaşı, alkol etkisi, geç kalma endişesi, yağmur korkusuyla motora binme. Kısaca, binmeden aynaya bak. Gülümsüyorsan, tak bire devam et.

7. Aynaya asılı şeftali torbası filan taşımaya kalkma. Ben gecen yıl denedim, düşünce eziliyorlar.

8. Unutma, iki çanta arasındaki beş kilodan fazla ağırlık farkı bele ve virajda zararlıdır. Belinle ilgili imalı sorulardan kaçınmak için çantanı orantılı yükle.

9. Hareket halinde ve kafanda kask varken kulağın kaşınırsa, bu sorununu gözlük sapıyla gidermeye çalışma. Ya çek bir kenara adam gibi kaşı kulağını ya da kulağına niyet başka yerini kaşı. (Ben denedim. Tam konsantrasyonla mümkün bir hadise)

10. Motorda başına tüm felaketler iki şekilde gelir; düşerek ve üşüyerek. Böbreklerinin 40 derece sıcakta bile rüzgara karşı koyamayacağını bil, belliğini tak.

11. Su kaybını terlemek, terlemeyi ıslanmak olarak otomatiğe bağlamış kafana, motorda bunun farklı olduğunu sok. Su iç, kola iç, ayran iç. Alkol alma.

12. Alkollü motor kullanmak normalden çok daha kolaydır. Asıl zor olan durduğunda motoru ayakta tutabilmektir. Bu açıklamadan sonra "Ne yani alkol aldıysak hiç durmayacak mıyız?" sonucunu çıkartan arkadaşları ayrıca tebrik ediyorum.

13. İlle de yoldaki bir çizgiyi takip etmek isteyen dürtülerine, çöp kamyonlarından akan yağlı sızıntıyı pas geçmeleri gerektiğini öğret. Gününü, haftanı, sağlık sigortanı ve kaskonu çöp etme. Haaa bir de beyaz çizgilerin asfalttan altı kat daha kaygan olduğunu da unutma.

15. Vites değiştirirken halen beyninden senin de duyabileceğin bir şekilde diğer uzuvlarına ’ikinci vites birin üstündeydi’ şeklinde komut gidiyorsa, kaskının ve diğer malzemelerinin üzerinde olduğundan yüzde yüz emin ol.

16. Otobanda kamyon, tır, otobüs; yoğun trafikte ise Renault 12, Şahin, Kangoo, minibüs gibi araçlardan, haa bir de bayan otomobil sürücülerinden uzak dur. Arkadaş 12 yılda 4 otomobil çarptı, dördü de bayandı.

17. Normalde takım elbise giydiğinde daha ağır adımlarla yürüdüğünü anımsa ve motorda kimseyle yarışma. Görev paylaşımı yaptık, o işe ’racingci’ kardeşler bakıyor.

18. Trafik açıldığında yanındaki aracın seni sıkıştırmasını istemiyorsan trafik ışıklarına bak, önde oturan bayana değil.

19. Park ederken dönemedin mi? Belin yerine koruma demirini dene, sonra da bunu isteyerek yapmışsın gibi bir eda takın. Bu arada kontağı da hemen kapamayı unutma.

20. Cuma ve cumartesi geceleri ilerleyen saatlerde Ortaköy, Taksim, Kordonboyu gibi yerlerde sapsal sapsal gezinme. O sırada trafikteki ortalama promil 150 civarında, unutma.

21. Koynuna arı mı girdi? Bırak soksun, tadını çıkart. Unutma romatizmaya da iyi geliyormuş. Debelenme, debelenme, debelenme!

22. "Tüh aha da sağa dönecektim" dediysen, düz git. Git 30 kilometre ileriden dön."Nasıl döndüm ama helal olsun bana" sendromuna kapılırsın. Allah korusun alışkanlık filan yapar. Düz gidip 30 kilometre ileriden dönersen salaklığına hayıflanıp bir dahakine kavşağa gelmeden uyanık olur, kararını erken verirsin.

23. Benzin aldıktan sonra hemen gazlayıp gitme. Karının arkanda olduğundan emin ol. Tuvaletteki eşini benzincide unutmak bir motorcunun başına gelebilecek en feci olaylardan birisidir. (Nedense bugüne kadar kız arkadaşını unutan birine rastlanmamıştır)

24. Racing kullanıyorsan arkana erkek arkadaşını alma. Ver parasını, nereye gidecekse taksiyle ulaşsın. Adam biraz da ödlekse yanlış anlamalara sebep olur, aklayamazsın kendini.

25. Chopper ile toprak yola girme, hele yokuş hiç çıkma, hele hele toprak yokuşta asla durma. Ön tekerlek frende kaya kaya geri gelir bir yerden sonra da yatarsın. Bunları yaşadıysan ve arkanda partnerin varsa, birine anlatırken "Kız arkadaşımla bir yattık ki geçen gün" cümlesini kullanıp milletin aklını karıştırmayasın.

26. Sadece kalın kafalıların kask kullanmadığını unutma, onların mazereti makul. Haa bir de ele güne daha karizmatik gözükeceğim diye kafanın daha kolay kırılmasını sağlayan taslardan asla kullanma. O Nazi türü şeylerin kafana takacağın ortadan kesilmiş beş litrelik pet şişe kadar seni koruyacağını unutma. Bu arada kask takmamakta ısrarcıysan, arada bir Okmeydanı SSK acilin önündeki bankta bir süre otur, sigara iç ve gelenleri izle. Fikrini değiştireceksin.

27. Polis çevirdiğinde o daha hiç konuşmadan sen mutlaka birkaç şey söyle. Eksiğin, fazlan, hatan, kusurun varsa ve onun bunu fark ettiğini biliyorsan hemen itiraf et, inkar etme. Yarım ağızla konuşup "Dişimi çektirdim de çok üzgünüm, farkındayım. Aslında hiç yapmam. İkaz ettiğiniz için teşekkür ederim" filan de. (Yıllardır denenmektedir ve yaşamımda buna karşı koyabilen bir polise hiç rastlamadım)

28. Kanalizasyon kapaklarının kenarından, tramvay rayının üzerinden, grup sürüşlerinde arkadaşının sağından, tıkalı yolda araçların hemen solundan gitme. Hayat sigortan mı var? O zaman demedi deme!

29. Kendinle barışık ol. Bırak herkes; korumalı montun, çeneli kaskın, kışlık çizmelerin, kaskon, zamanı gelmeden aldığın yeni lastiklerin, havalı kornan, ilave neon ışıkların, fosforlu pantolonun ve yan sanayi koruma demirin ile alay etsin. Hasta ziyaretine gitmek, kabulden evladır.

NOT: 21’inci madde hariç tamamı gerçek ve birçoğu tecrübeyle daimdir. 24’üncü maddeyi yaşamamak için ise depo kapağı üzerinde fotoğraf bulundurma uygulamasına geçmek mantıklı olabilir.

Cumartesi, Kasım 11, 2006

Sete Gibernau MotoGP'ye Veda Etti

MotoGP takımlarından Ducati'nin İspanyol sürücüsü Sete Gibernau, Barcelona'da düzenlediği basın toplantısında MotoGP kariyerini noktaladığını söyledi:

Sete Gibernau

"Benim için inanılmaz bir deneyimdi. Elde ettiğim zaferlerden gurur duyuyorum. Dünya şampiyon olmayı çok istemiştim. 500cc ve MotoGP'de yarış kazanmanın, klasman liderliğinin ve sonuna kadar zirve mücadelesi vermenin keyfini yaşadım."

Özellikle 2003 ve 2004 sezonlarında Valentino Rossi ile büyük çekişme yaşayan 33 yaşındaki sürücü, geçen yılı 7. sırada noktaladıktan sonra Honda'dan Ducati takımına transfer olmuştu.

Bu sezon bekleneni veremeyen Gibernau, geçirdiği kazalar ve sakatlıklar nedeniyle 7 yarışta start alamadığı sezonu, 13. sırada tamamladı.

Kariyerinin ilk grand prix'sini 2001'de Valencia'da elde eden yarışçı, 2003 yılında dört birincilik ve altı podyum finişiyle MotoGP'de en yüksek puanla ikinci olan pilot unvanıyla tarihe geçmişti.

Pazartesi, Ekim 30, 2006

Sepetli Motosikletler Geri mi Dönüyor?

Hep ilgimi çekmiştir. Eminim birçok motorseverin gönlünde de ayrı bir yeri vardır sepetlilerin. Şimdilerde tamamen retro bir tarz ifade eden bu üç tekerlilerin beni en çok etkileyen yanı da hissettirdiği o muhteşem nostaljik duygudur. Resmine bile baksanız eskinin biraz savaş kokan havasını solursunuz sanki. Ya da 60'lı yıllardan bir çiftin coşkulu aşkını görürsünüz: Sepetteki kadın, saçları rüzgarda uçuşur vaziyette mutlu mutlu gülümseyerek motoru kullanan genç adama bakmaktadır, genç adamsa kendinden emin ve güvenli bir gülüşle sevgilisine karşılık vermektedir.

Geçen Cumartesi günü Milliyet Gazetesi'nde Menderes Özel'in yazısı dikkatimi çekti. Sepetli motosikletlerden bahsediyordu. Yazısına bu konuda yaptığı küçük çaplı bir araştırmayı da eklemiş. İşte o yazıdan bir kısım alıntıyı paylaşmak istiyorum:

Dünyada altın çağını II. Dünya Savaşı sırasında ve takip eden yıllarda yaşayan sepetli motosikletler, Türkiye'de de 1960'lı, 70'li yıllarda popüler bir ulaşım aracıydı. Bugün ise her gün birbirinin kopyası modelleri olan yeni motosiklet firmalarının kurulduğu Türkiye'de, henüz daha kimse sepetli motosiklet getirmeyi akıl etmedi. Oysa Rus efsanesi Ural'ın çok şık modelleri (tercihim retro) ABD ve Avrupa'da 8-10 bin dolar arasında değişen fiyatlarla büyük ilgi görüyor.

Sepetli Motosiklet

Biraz da tarih

Uralların hikayesi de ilginç. II. Dünya Savaşı'nda Almanlar BMW'nin sepetli R71 modelini cephede etkin şekilde kullanmaktadır. Almanya'nın Rusya'yı işgali kaçınılmaz, Rus ordusunun envanteriyse hantaldır.

Stalin bir grup ajanını 1940'te İsveç'e gönderir. Sovyet ajanları İsveç'ten beş tane BMW R71 (bu motosikletlerden biri hâlâ "hayatta" ve bir müzede sergileniyor) satın alıp ülkeye getirir. Motosikletler bir fabrikada parçalanır, birleştirilir. Rus mühendisler R71'in çalışma prensibini hatmeder ve 1941'de yaklaşan Alman birliklerinin menzili dışında, Urallar'da bir fabrikada M72 adıyla üretime geçerler. 1942 Ekim'inde motosikletler cepheye sürülür. Sovyetler savaş bitene kadar cepheye 9 bin 799 tane M72 gönderir.

Urallar'daki fabrika savaştan sonra da üretimi sürdürür. Ural adı artık SSCB'nin Almanlar üzerindeki zaferiyle özdeşleşmiş bir semboldür. Bugüne dek çoğu sepetli 3 milyonun üzerinde motosiklet üreten Ural, 21'inci yüzyıldan umutlu, birçok insanı daha motosiklet tutkunu yapmak için pusuda bekliyor.

Bu arada BMW'nin R71 modelini savaşta Amerikan Harley Davidson'un yanı sıra Japonların da kopyaladığını hatırlatalım. Hatta Harley Davidson fabrikasında üretilen 1000 Harley Davidson XA (Experimental Army-Deneysel Ordu) modeli cepheye bile sürüldü.

Yazının tamamını okumak isterseniz tıklayın.

MotoGP 2007'nin Üçüncü Yarışı Türkiye'de Olacak!..

MotoGP'de 2007 takviminde Türkiye ve Çin yarışları yer değiştirdi. İstanbul Park sezonun üçüncü yarışına evsahipliği yapacak.

MotoGP

18 ayaktan oluşan MotoGP 2007 sezonu 10 Mart'ta Katar Grand Prix'si ile başlayacak.

Önümüzdeki yılın takviminde Türkiye ve Çin yarışları yer değiştirdi. İstanbul Park, 22 Nisan'da sezonun üçüncü yarışına evsahipliği yapacak, Şangay pisti 6 Mayıs'ta dördüncü yarışı düzenleyecek.

Takvime eklenen San Marino Grand Prix ile sezon 18 yarışa çıkarıldı.

2007 sezonunda açılış yarışı Katar ve dokuzuncu ayak Hollanda Cumartesi günü koşulacak. San Marino etabı 2 Eylül'de yapılacak. Sezon Valencia'da sona erecek.

MotoGP 2007 Takvimi

Katar - 10 Mart
İspanya - 25 Mart
Türkiye - 22 Nisan
Çin- 6 Mayıs
Fransa- 20 Mayıs
İtalya - 3 Haziran
Katalunya - 10 Haziran
İngiltere - 24 Haziran
Hollanda - 30 Haziran
Almanya - 15 Temmuz
ABD - 22 Temmuz
Çek Cum. - 19 Ağustos
San Marino - 2 Eylül
Portekiz - 16 Eylül
Japonya 23 Eylül
Avustralya - 14 Ekim
Malezya - 21 Ekim
Valencia - 4 Kasım

http://www.ototurk.com

Yeni MotoGP Dünya Şampiyonu Nicky Hayden!..

Nicky Hayden, sezonun son yarışı Valencia GP'sinde Valentino Rossi'nin ilk turlardaki hatasını affetmedi ve kariyerindeki ilk dünya şampiyonluğunu elde etti.

Nicky Hayden

Yamaha'nın İtalyan pilotu Rossi, Valencia GP'sine takipçisi Honda'dan Hayden'ın sekiz puan önünde ve pole position'da başladı.

Rossi beşinci turda motosikletinin kontrolünü kaybedip kayarak pist dışına çıktı. İtalya pilot yarışa devam etti ancak 13'üncü sıradan yukarı çıkamadı.

25 yaşındaki Nicky Hayden, Valencia'da üçüncü olup kariyerindeki ilk MotoGP dünya şampiyonluğuna ulaştı. ABD'li pilot sezonu 252, Rossi 247 puanda tamamladı.

'Kentucky Kid' lakaplı Hayden, 2000'de zafere ulaşan Kenny Roberts Jr'dan sonra şampiyonluğu yakalayan ilk ABD'li pilot oldu.

MotoGP sezonunun son yarışını, Ducati'de sakat Sete Gibernau'nun yerine mücadele eden Superbike şampiyonu Avustralyalı Troy Bayliss kazandı.

Ducati'nin diğer pilotu İtalyan Loris Capirossi ikinci sırada finişe ulaştı. İtalyan pilot 2006 pilotlar klasmanını üçüncü bitirdi.

250 cc'de şampiyonluk Fortuna Aprilia'dan İspanyol Jorge Lorenzo'nun oldu. 125cc'de İspanyol Alvaro Bautista şampiyonluğunu daha önceden ilan etmişti.

http://www.ototurk.com

Motosikletli Hayatın Püf Noktaları

İstanbul Riders'tan oldukça yararlı bir yazıyı buraya aktarmak istiyorum.

Bazı maddelerde yer alan parantez içindeki notlar bana ait olacaktır:

Motosiklet Kullanmada 96 Püf Nokta

Hiç bir şey, bir motosiklet binicisinin motosikletiyle uzun yıllar boyu, kazasız belasız, mutlu bir sürüş keyfi yaşayacağını garanti edemez. Bir dönem, Amerikan Motosiklet Güvenlik Vakıfları'nın görevlendirdiği bir komisyona şöyle bir görev verildi: Komisyon, Güvenli emniyetli motosiklet sürüş kurallarını tayin eden, bu kuralları düzenleyen yönergeleri ve esasları belirleyecekti... Sonunda 2.500 e yakın değişik aktiviteyi içeren bir katalogla çalışmalarını sonlandırdılar!..96 adet püf noktası tespit ettiler...

Trafik Stratejileri:

Yolumuzu diğer sürücülerle daima paylaşmamız gerekmektedir. Ancak bunun limitleri vardır. Her türlü tehlikeden uzak durmak ve rüzgarın yüzünüzdeki tatlı esintisini daima hissetmek için şu püfleri dikkate alın:

1 - Zamanlama Kavramı / Gidiş ve geliş çift şeritli bir yolda mükemmel bir sollama altı saniyeyi geçmez. Şeridin ardındaki yerimizi tekrar alana kadar sollamamızı otoban hız limitlerinde mi, yoksa abartılı olmayan, yumuşak bir gazlama ile mi tayin etmeliyiz?

2 - Zamanı iyi hesaplayın / Karşı yönden gelen araç veya tepeüstü, viraj gibi kör noktalar bizden ne kadar uzakta? Bunu iyi bilmek, sizi muhtemel bir toslaşmadan kurtaracaktır.

3 - Asla öndeki aracın dibine sokulmayın / Önde bulunan, takip ettiğiniz araç, kilometre taşı gibi yol kenarında belirlediğiniz bir objeyi geçtiği sırada içinizden sayın: "Binbir.. Biniki..." Eğer o noktaya siz "İki" dediğiniz anda varmışsanız, bilin ki çok yakın takip yapıyorsunuz.

4 - Her aracın seyir çizgisini kestirin / Aracın seyrettiği şeritteki doğrultusunu gözlemleyin ve motosikletinizi onun size ulaşamayacağı bir çizgide tutmaya çalışın.

5 - Kararsızlık içinde gidonu sağa sola seyirterek sürmeyin / Manevra yapmak zorunda olsanız bile şeridinizin dışına taşmamaya özen gösterin.

6 - Tehirli dönüşler / Dönemeçin mümkün olduğunca en dış tarafından başlamak ve dönüşe mümkün olduğunca tehirli başlamakla sadece daha ilerisini görme imkanına sahip olmakla kalmaz, merkezkaç kuvvetinin bileğinizde yarattığı baskıyı da azaltırsınız.

7 - Diğer araçlarda kayması muhtemel yükleri gözlemleyin / Gidiş ve geliş çift şeritli bir yolda diğer araçların yüklediği eşya ya da denkin her an kurtulup yolunuza düşmesi, saçılması riski bulunmaktadır. Taş, kaya yüklü bir kamyon ya da ev eşyası yüklü açık kasa bir kamyonet gibi tehlikeli şekilde yük taşıyan araçları belirleyin. Aranızdaki mesafeyi sabit tutun ve en sağdan seyredin. Bu, kaçış için size bariz bir üstünlük sağlar.

8 - Asla ufkunuzu kapayan, görüşünüze engel teşkil eden hacimdeki araçların arkasına takılmayın / Kamyonlar, kamyonetler ve diğer önünüzü ve dolayısıyla trafikte gerçekleşen hareketleri, tehlikeleri görmenizi engelleyen araçlardan uzak durun. Bu aynı zamanda sizin karşı taraftan gelen araçlar tarafından görülmemenize neden olarak, ikincil bir riske de yol açar. Eğer sollayacak fırsatınız yoksa mümkün olduğunca geride kalın. Hatta sabit kalın, bırakın bir kaç otomobil sizi sollasın ve aralığı doldurup, size güvenli bir mesafe oluştursun.

9 - Trafikte pik saatlerinden sakının / Sürücüler şehirlerarası yollarda seyahat ederken şehir merkezlerinden geçiş planlarını iyi tayin etmelidirler. Büyük bir metropolün, bir yerlere yetişme çabasında olan sürücülerle dolu, yoğun trafiğiyle boğuşmaya kalkmayın.

10 - Temel kontroller: / Yalnızca dikiz aynalarınıza ya da çevresel, periferik görüşünüzün yeterli olduğuna güvenmeyin. Her şerit değişikliğinde şunları uygulayın:

11 - Niyetinizi belli edin / Şerit değiştirirken en az iki tam saniye, dönüşlerde en az dört tam saniye sinyal yakın.

12 - Sollama yapmadığınız sürece, olabildiğince sağ şeritte seyredin.

13 - Sizden daha hızlı olanlara yol verin / Bu yapılabilecek medeni bir davranıştır.

14 - Meskun mahallerde, şehir içinde hız yapmayın / Aşırı hız zaten genelde bir şeye çarpmanızla şonuçlanan bir faktördür. Şehir içinde ise bu "bir şeyler" çok fazlasıyla bulunmaktadır!

15 - Kötü sürücülerden kaçının / Hiç çekinmeden, abartılı bir manevra yaparak, bu gayesizce "şeridinde sağa sola gezinen", sinyal vermeden şerit değiştiren, gereğinden fazla hızlı ya da yavaş seyreden bir sürücüden uzaklaşın.

16 - Diğer sürücülerin arkasındayken onların kör noktalarına girmeyin / Geri durun ya da gerekiyorsa gazlayıp geçin.

17 - Yolun daha ötesinde olan bitenleri gözlemleyin / İdeal olarak, minimum 12 saniyelik bir görüş ufkunun rehberliğinde seyredin. Her dönüşteki çıkış noktalarını tespit edin.

18 - Yüksek risk bölgelerinde ön fren kolunu kavrayın.

19 - ...Ama yalnızca tek parmakla kavramayın / Hatta iki parmağınızla bile... Aslında bu daha önce yapmış olduğunuz acil frenleme pratiklerindeki alışkanlıklarınıza ve ne kadar parmakla kolun üzerinde hazırda durmaya alışmış olduğunuza da bağlıdır. Ama esas olan her an tetikte olmanızdır.

20 - Hızınızı azalttığınızda mutlaka aynalarınızı kontrol edin / Aynı zamanda kendinize bir acil kaçış rotası da çizin! Arkanızdaki sürücü yeterince dikkatli olmayabilir.

21 - Sol tekerlek izinden seyir / Dört tekerlekli taşıtların bıraktığı sol tekerlek izinin yer aldığı hat, prensipte motosikletlerin izlemesi gereken ideal çizgi olmalıdır . Fakat mütemadiyen bu sol tekerlek izinin değişkenliğine göre seyredin. Araçlardan dökülen yağlar ve diğer likitler genelde orta kısımda yer aldığından bu idealdir. Öte yandan, Ülkemizde, eğer sağ tekerlek izinden seyrediyorsanız, arkadan sizi takip eden ve haciminizden dolayı sizi umursamadan ve hatta uyarıda bulunmadan, sizin bulunduğunuz şerit dahilinde yanınızdan tehlikeli bir şekilde geçen araçlar da bilinen bir gerçektir. En azından böyle potansiyel tehlikelere de karşı perdeleme yapmış, şeridi bloke etmiş olursunuz. Dolayısıyla arkanızdaki aracı sizi sollamak isterse, korna ya da selektörle ikaz yapmak durumunda kalacaktır. Böylece, sizi emniyetli bir şekilde geçmesine zemin hazırlamış olursunuz.

22 - Sizin şeridiniz içinden sola dönüş yapan araçlara karşı çok dikkatli olun / Yavaşlayın ve bu aracın ne yapacağını iyi kestirin. Sağ aynanızı kontrol edin ve olabildiğince sağa yanaşın. Eğer araç hemen dönerse frenleyin, uzun sürerse hızlanın.

Ekipmanla İlgili Püfler:

Arızalanmış ya da her hangi bir nedenle yolda kalmış bir motorla bilinmeyen bir yerde kala kalmayı gözünüzün önüne hiç getirmiyorsanız, sizin için yalnızca açık bir yol ve dolu bir depo benzin kafidir! Aşağıda, bazı ikmallerle daha emniyetli ve daha eğlenceli bir sürüş sağlamak adına, sizin ve motosikletiniz için yararlı bazı öneriler bulacaksınız:

23 - Koruyucu zırh!.. / Koruyucu giysilerin pek çok tipi bulunmaktadır. Koruyucu zırhınız, anatomik yapınıza uygun bollukta olmalı ama asla vücudunuzdan kaymamalıdır. Yaralanma olasılığı yüksek bölgeleriniz dizleriniz, dirsekleriniz, omuzlarınız ve kalçalarınızdır. Dolayısıyla bu bölümlerde koruma bulunmalıdır.

24 - Reflektif, ışığı yansıtabilen materyaller / Mümkünse kedi gözü de aplike edilmiş olan her türlü maddeyle kendinizi olabildiğince görünür hale getirin. Kasklar, fosforlu pazubantlar, elbise kollarına veya pantolonlara sonradan aplike edilebilecek reflektif materyaller. Bu maddeler özellikle arka taraflarınızdan görülebilecek şekilde aplike edilmelidirler.

25 - Görüşünüzü ve gözünüzü koruma / Çiziklerle dolu olan vizörünüzü değiştirin. Spreyinizi ve yumuşak, kaskı çizmeyecek nitelikte yumuşak bir (Mikrofiber bez idealdir) bezi, Fog City gibi kask camının buğusunu önlemeye yönelik ürünleri daima bulundurun.

26 - İzotermik giysiler / İzotermik giysiler sürüş esnasında kaybolan vücud ısısını koruyan tek çözümdür.

27 - Motosiklet Kullanma ve Bakım Kılavuzu / Evinizi onsuz terketmeyin.

28 - Gidon / Modaya uygun olsun diye gidon seçilmemelidir. Gidon, insan ve makine arasındaki ortak nokta, arayüzdür. Fabrikada üretilip, takılan orijinal gidonunuz en mükemmeli olmakla birlikte, değiştirme gereği varsa muhakkak rahat sürüşünüze imkan veren, ergonomik, yetkili servisinizin önereceği bir model seçilmelidir.

29 - Doğru sele seçimi / Karayolunda seyahat ederken üzerine kurulduğunuz sele, oturma odanızdaki koltuk kadar rahatlık hissi vermelidir. Hareket özgürlüğüne sahip olun.

30 - Tüm faktörleri gözden geçirin / Motorunuzun selesine oturun ve gözlerinizi kapayın. Debriyaj ve fren el ve parmaklarınız rahatça ulaşabiliyor ve onları kavrayabiliyor mu? Gaz ve debriyaj kolları rahat ve yumuşak çalışıyor mu? Ön fren gereken sıkılıkta mı?

31 - Yağlı, kablolar / Yapışkan, pasaklı, abuk subuk, biçimsiz duran, çentiklerle dolu, hatta hasarlı kablolar sakar sürücülerin harcıdır!

32 - Lastik kontrolü / Eskilikten ötürü çatlamış, yarıklarla dolu lastikler? Yabancı cisimler? Hava basıncınız nasıl?

33 - Tekerleğin vaziyeti / Ayaklarınızın burnuyla vurarak yapılan kontrolü unutun! Vurulmuş ön lastikler, yarıklarla dolu, pürüzlü arka lastiklere dikkat edin. Çıkma lastik almayın; özellikle de yarışçılardan! Çünkü onlar çok kilometre yapmışlardır. Motorunuza uygun, dişleri sağlam, kaplaması mükemmel yeni bir lastik satın alın.

34 - Süspansiyon ayarı / Çeşitli kademelerdeki ayarları mutlaka öğrenin. Mutlaka ikisini de aynı kademede ayarlayın. Çatal yağını en geç yılda bir değiştirin.

35 - Yolda lastik tamiri / İç lastikler, yamalar, siboplar, akord telleri, lastik onarım spreyi? Motorunuzun yolda neye ihtiyacı olabilir? Yolda kalmanın ne kadar tehlikeli bir durum olduğunun bilincinde olun ve sakın hafife almayın.

36 - En önemli ekipman: Uygun boyutta motosiklet! / Eğer henüz almamışsanız, önce becerilerinizi geliştirecek, ve mümkünse ilk zamanlardaki muhtemel düşüşlerinizde size fazla masraf çıkarmayacak bir küçük motor hacimli başlangıç motosikleti!

37 - Eldiveninizi iyi seçin! / Yaz eldiveni tabir edilenler ya da parmaksız eldivenler bir düşme sırasında iyice örselenecek, birer konfetiye dönüşeceklerdir. El ve parmaklarınız her şeyinizdir!

38 - İyi bir kask / Kaskların büyük bir bölümünün içi, darbe emici, 1-2 cm.kalınlıklara sahip genişletilmiş polisitrenle bezenmiştir. Kısmi boyutlu, chopper türü motosiklet sürücüleri tarafından rağbet gören kasklar en azından arka beyin aksını iyice kaplayan ve asla baştan kurtulamayacak dizayna sahip olmalıdırlar. Ayrıca kulaklık ve goggle takma külfeti de getirirler. En iyisi sağlam bir çene kayışına sahip, tam boyutlu, vizörlü kasklardır.

Vücudunuz:

Alkollü, uyarıcı ilaç almış, gençliğinizi ve atikliğinizi yitirmiş olsanız bile vücudunuzu bir düzene sokmanız ve dolayısıyla uzun yıllar boyunca sağlıklı bir sürüş yapabilmeniz için hala zaman vardır.

39 - Seleye dikkatsizce, gevşek bir şekilde oturup yayılmayın / Sırtınızdaki bağları zedeleyebilir ve dolayısıyla disklerinizde kalıcı hasar oluşmasına yol açabilirsiniz.

40 - Kulağınızı koruyun / Karayolunda yolculuk, eğer kulaklarınızı açıkta bırakacak kask takıyorsanız kulağınızda hasara yol açacaktır. Tam boyutlu, vizörlü kasklardan edinin. Bu kaskların da alttan gelecek tirbulansı önleyecek şekilde dizayn edilmiş olanlarını seçin. Bu, sizi her türlü K.B.B. hastalıklarından koruyacaktır.

41 - Kolunuzu kaldırarak tansiyon kontrolü yapın / Tansiyon kollarınızı gerer, kasar ve sertleştirir. Gaz kontrolünüzü, sevk ve idare yeteneğinizi azaltır. Bileklerinizi aşağıda tutun ve bırakın dirsekleriniz doğal bir şekilde kırılsın.

42 - Yağlı yiyeceklerden kaçının / Yağ molekülleri kırmızı kan hücrelerinde tutunurlar ve beyninizi oksijenden yoksun bırakırlar.

43 - Kafeinden sakının / Yorgun olduğunuzda kan hücrelerinizi yeniden harekete geçirmek için egzersiz yapmayı deneyin. Bu işe yaramazsa derhal dinlenin.

44 - Bir ilk yardım çantası bulundurun.

45 - İlk yardım kursu / Kızılay ya da diğer devlet ya da özel kuruluşlardan kurs alın. Kitap okuyup bilgi edinin.

46 - Sık sık gevşeyin, rahatlayın / Çimenlerin üzerine yayılın. Bir yoga kitabı edinmeyi ve yoga yapmayı bile düşünebilirsiniz.

47 - Motosikletinizi bazen itin! / Soğuk bir havaya yakalandıysanız, kondisyonunuzu yükseltmek ve vücut ısınızı arttırmak için en iyi yol budur. Fakat soğuk havada terlemenize yol açacak derecede bu işi sürdürmeyin!

48 - Vücudunuzun sesini dinleyin / Yalnızca yorgun motosiklet kullanmak kazalara yol açmaz. Vücudunuzun bir yeri ağrıyorsa, bu bel ve sırt ağrıları ve bilek ve ellerde görülen carpal tüneli sendromu gibi kalıcı rahatsızlıklara yol açabilir. Motosikletin yarattığı titreşim hipoterminin ilk nedenidir.

49 - Kendinizi rüzgardan kurtarın / İyi kalitede, rüzgar geçirmeyen bir motosiklet kıyafeti satın alın. Fakat teri ve vücut sıcaklığını dışarı atabilen, özel bir kumaştan dokunmuş olduğundan emin olun.

Yararlı Öğütler ve Bilgiler:

Motosiklet dünyasında yaygın inanışlar ve tecrübelerden harmanlanmış olan derin bir bilgi birikimi vardır ve bunlar bir noktada birleşirler. Bunlardan dikkatimi çeken bazıları aşağıdakilerdir:

50 - Bir kros motoru veya enduro edinmeye gayret edin / Çekiş gücünün kontrol edilmesiyle ilgili gizemleri meydana çıkarmak için en iyi yol budur. Daha önce hiç arazide kullanmadıysanız, bu konuda kurs veren bir yerde bunu deneyebilir veya diğer organizasyonlara katılabilirsiniz.

51 - Motosikletinizin motorunu ısıtın / Yanlış bir yerde motorunuzun stop etmesi başınıza dert açabilir.

52 - Motorunuzu olabildiğince hafif yükleyin / Taşıma kapasitesinden fazla ve biçimsiz yüklenmiş bir motosiklette keyifli ve emniyetli bir sürüş yapmak çok zordur. Sırf sıcak ve kuru kalın... Bu size yeter!.. Diğer ihtiyaçlarınızdan fedakarlık etmesini bilin.

53 - Grup sayısını dört motosikletle sınırlandırın / Daha küçük parçalı gruplar daha az kötü alışkanlık ve daha az ciddi kaza riski demektir.

54 - Grup sürüşleri için basit kurallar ve işaretleşmeler geliştirin.

55 - İyi bir yolcu seçin! / Yolcular, aslında yükünüzün en mükemmel dengeleyici unsurudurlar. Çünkü merkezdedirler. Yolcularınız aynı zamanda sizi daha dikkatli sürmeye yöneltirler. Şöyle ki: Vitesleri daha yumuşak değiştirmeniz, daha makul bir tarzda kullanmanız, hatalı dönüşler yapmamanız, yandan, hatta arkadan gelen (Koşan köpekler gibi) tehlikeler konusunda sizi uyarırlar. Hatta belki sizi mükemmel bir sürüşten sonra, mülayimleştirici bir masajla bile ödüllendirebilirler!

56 - Hayalinizde daha çok kendinizi motorun üstünde sürüş esnasındayken değil de, motorun altında kalmışken canlandırın / Tamamıyle rahat, pervasız olmak ciddiyetinizi ve sürüş konsantrasyonunuzu bozar. Bu da risk doğurur. Bu canlandırma sizin gidona sıkıca yapışmanızı ve sorumlu ve dikkatli sürmenizi sağlayacaktır.

(Önemli Not: Maalesef bu maddeye hiç katılmıyorum, üstelik çok da tehlikeli bir öneri olduğunu düşünüyorum. Çünkü insan, zihnindeki senaryoya göre hareket etme, bu senaryoyu isteyerek ya da isyemeyerek hayata geçirme eğilimindedir. Zihnimizde ne varsa, ne düşünüyorsak çoğunlukla başımız o gelir. Yani kendimizi sürekli olarak kaza yapmış ve motorun altında yatar durumda hayal edersek, bu hayalimizin gerçeğe dönüşme ihtimalini güçlendirmiş oluruz. Motor Teorisi'nin önemli prensiplerinden birini hatırlayalım: "Nereye bakarsan, oraya gidersin". Yani kazayı düşünürsen kaza yaparsın, güvenli sürdüğünü düşünürsen, güvenli sürersin. Tabii ki bundan, tedbiri elden bırakacak kadar rahatlamak gerektiği gibi bir sonuç çıkarılmamalı.

İnsan zihninin nasıl işlediğine dair bir miktar kafa yormuş biri olarak naçizane önerim şu olacaktır: Sürüş esnasında, motoru mümkün olan en güvenli şekilde sürdüğümüzü, dikkatimizin ve farkındalığımızın en yüksek seviyede olduğunu ve bu nedenle de kendimizi güvenli hissettiğimizi düşünmeliyiz. Zihnimizde bu düşünceyi canlandırmalıyız. Ancak o zaman gerçekten de daha dikkatli ve daha güvenli bir sürüşün kapısını açabiliriz. Aksi halde sürekli kaza düşünmek, aynı zamanda bizi gereğinden fazla bir şekilde gerecek ve hata yapma riskimizi de önemli ölçüde artıracaktır.)

57 - Acil bilgileri derleyin ve yanınızda bulundurun / Telefon numaraları, sigorta ve sağlık bilgileri v.s.

58 - Daha önce kullanmadığınız, yabancısı olduğunuz motosikletleri tanıyın / Ne kadar deneyimli olduğunuz hiç önemli değildir. Motosikletinizi değiştirdiğinizde riskiniz ilk anda daha da büyüktür. Tanımadığınız bir motosiklete ve onun aşina olmadığınız ünitelerine alışmak için bu açığı kısa zamanda kapamalısınız.

59 - Hız sırasında ortaya çıkan yalpa vurma, gezinme gibi nedenleri bertaraf edin / Yıpranmış lastikler, gevşek akord telleri ve / veya aksesuarlar - özellikle de gidona monte edilen grenaj ve rüzgar kalkanları - ... Bunlar ve diğer faktörler yüksek süratte kontrolü kaybetmenize neden olabilirler. Bilmem anlaşılıyor mu?.. Yüksek sürat her zaman size problem çıkarır!

60 - Neyi okuyor olduğunuzu sorgulayın / Motosiklet yazarları kendilerininkini ücretsiz elde ederler. Fan kulüplerin haber editörleri motosikletin yalnızca bir tek türü olduğuna inanırlar. Akademisyenler ise ya bolca yazı neşrederler ya da motosiklet zevkinizi öldürürler. Güvenli sürüş hocaları da... Eh, onu da biliyorsunuz canım!..

61 - Yol yüzeyini okuyun / Yolun yapı ve niteliğini, teşekkülünü, virajın aldığı kavisi, yoldaki gölge ve lekeleri yani potansiyel kayganlaştırıcı lekeleri gözleyin.

62 - Spor aktivitelerine katılın / Bir çok profesyonel atlet dağlarda antreman yapmaktadır. Trekking yapın.Yürüyüşü ihmal etmeyin.

63 - Kendiniz için bir kurs tertip edin / Düzenli olarak kendinize bir gezinti ayarlayıp uygun bir yerde frenleme, vites değişimi ve dönüşlerinizin daha mükemmel olması için kendinizi pişirin. Özellikle kombine manevraları gerektiren, hüner isteyen pozisyonlar konusunda kendinizi geliştirin.

64 - Gece sürüşlerini sınırlandırın / Motosikletin zıplaması, yana yatmalar ile sizi arkadan takip eden araç, üniformanızdaki reflektörleri dengesiz şekilde aydınlatacaktır. Sürüş serüveninizi gün ışığında sürdürmeye gayret edin.

65 - İyi birer sürüş arkadaşı veya arkadaşları edinin / Halinden sıkça şikayet eden, alkollü süren ve motosikletle ilgili yayınları okumayanlardan sakının.

66 - Sigorta mevzuatını bilin / Sağlık ve yaşam sigortanız, motosiklet mali mesuliyet ve kasko mevzuatını iyi öğrenin. Bir kazaya karışmayı beklemeyin.

67 - İyi sürücülerden öğrenecekleriniz vardır / Onların hareketlerini iyi takip edin ve sorular sorun.

68 - ...Fakat asla kendi ekolünüzden şaşmayın / Diğerlerinin hareketlerini tamamen uygulamak zorunda değilsiniz. Kendinize zamanla bir strateji belirleyip sürüş tarzınızı belirlemeye ve icra etmeye başlayabilirsiniz.

69 - ...Ve diğer arkadaşlarınızın kendi tarzlarında sürmesine izin verin / Sabırlı olun ve onu uygulamak istemediği bir sürüş tarzı için yönlendirmeyin.

Yapmanız Gereken Sürüş Pratikleri:

Ailesinin okumak için Harvard'a yolladığı Clem isimli bir çocuk vardı. O, hiç faydalı bir teknik öğrenmeye çalışmadı. Bir gün ağır yaralandı ve şimdi sakat bir motosiklet yazarı olarak yaşamını sürdürmekte... Eğer bazı talimler yapmazsanız, eğitimli biri olmanız size yetmeyebilir. İşte bir kaç talim:

70 - Bir çizgi üzerinde durma talimleri / Yumuşak bir fren hareketiyle motorunuzu istediğiniz noktada durdurabilmelisiniz. Sert veya yumuşak... Düşük ya da yüksek hızlarda... Her zaman...

71 - Acil frenler / Buna "Panik frenleme" demeyin. Mümkün olan en kısa mesafede soğukkanlı bir şekilde durmayı öğrenin. Araştırmalar, kazalarda çarpma hızının en çok 50 KM süratle gerçekleştiği yönündedir.

72 - Kontra gidon hareketleri / Sağa kırın, sağa dönün. Sola kırın, sola dönün. Bunu yaparken içgüdüsel olarak değil sezgiyle, kararlılıkla, yumuşak hareket edin.

73 - Denge hareketi / Dönemeçlerde motosikletinizi yatırdığınız açıyla doğru orantılı olarak vücudunuzu da yatırın. Bu faydalı sürüş pratiği, düşük hızlarda yapılan dönüşlerde de stabilite sağlayacaktır.

74 - Direksiyon kırma / Biçimsiz bir şekilde oturma, etkin bir gidon hareketi ile birleştiğinde, motosikletiniz hele hele ağır bir makinaysa, vücudunuzdan bağımsız olarak hareket edebilecektir!

75 - Zikzaklar çizme / Motosiklet sürerken can sıkıntısını geçirmenin en iyi yollarından biri, yolunuzun önünde sıralanan kasis ve çukurlardan oluşan noktalardır. Kontra gidon hareketlerini kalça hareketleriyle destekleyin.

76 - U dönüşleri / Olabildiğince geniş açıyla dönün ve tek ve hızlı bir hareketle dönüşünüzü tamamlamayı deneyin.

77 - ...140 derecelik açıyla dönüş hareketi / Motosikletinizi kaldırım çizgisine önce 40 derecelik açıyla konuşlandırın. Gidonu kırarak ve hafifçe vücudunuzu rahat bir şekilde yatırın. İçerdeki ayağınızı sağlamca yere basın ve dışarıdaki ayağınızı motorunuzun ayak dayama pedalında tutun.Omuzunuzun üzerinden bakarak yolu kontrol edin. Hafifçe gaza dokunarak tereddüte kapılmadan kaldırım çizgisinden ayrılıp dönüşünüzü yapın.

78 - Ani ve sert manialar / Eğri büğrü, kasisli çukurlu yerlere asla sert frenle dalmayın. Mümkünse giriş hızınızı koruyacak şekilde gaza dokunun. Fren ile değil gazla hız ayarlayın.

79 - Düşük hızlarda kullanım / "Denge" tamamıyla debriyaj, gaz, fren ve gidon hareketlerinin hünerli idaresiyle ortaya çıkan bir olgudur. Bazen yürüyüş hızında motosiklet sürmeyi de talim edin. Tüm sürat dilimlerinde yaptığınız pratikler size daha sonra çok yarayacaktır.

80 - Seyir halinde doğru yerde gaz vermek / Bir virajın çıkış noktasında gazı hafifçe açmak motosikletinizin doğrultusunu düzeltmesini olumlu etki yapar.

81 - Dönüşlerde şasinin kontrol edilmesi için arka frenin kullanılması / Keskin dönemeçlerde gazı birdenbire kapamak yerine gazı kısmen açık tutmayı ve arka freni kullanmayı bir deneyin.

82 - Yarım kaldığını hissettiğiniz dönüşler / Eğer çok müşkül durumda kalırsanız, baş kısmınızı biraz daha eğin, gidona daha sıkı yapışın ve gene 81. maddede anlatılanları uygulayın. Gazı kapamayın.

83 - Debriyaja "Tüy gibi" dokunun / Kros ve enduro sürücülerinin motor gücünün birdenbire artmasını ve sürüş hizasındaki bozulmaları kontrol etmek için kullandıkları yöntem budur. Anahtar, "İçgüdü" değil motor devrini kontrol altında tutmaktır.

84 - Fren ve gaz geçişleri / Şasinizi stabil tutmak için, gazdan frene, ya da frenden gaza geçerken intikal devresini göz önünde tutun ve yeni aksiyona yumuşakça geçin. Gaz kolunun üzerinde kelebek gibi gezinin. Fren koluna limon sıkar gibi asılmayın. Fren kolunun üzerine hafifçe parmaklarınızı "tuşe" edin.

85 - Vites yükseltme / Debriyaj kolunu fazla sıkmayın. Sadece kavrama noktasına kadar sıkmanız kafidir. Aslında bir çok motosiklet modelinde yumuşak, hızlı vites değişimleri debriyaj gerektirmez. Bunu deneyin.

86 - Vites düşürme / Gazı ani bir hareketle kapayıp motor devrini düşürülecek vites için uygun çalışma düzenine sokmak en uygunudur. Böylelikle debriyaj balatasındaki hafif aşınmaları da bir ölçüde azaltmış olursunuz.

87 - Eş zamanlı olarak vites düşürme ve frenleme yapın / Bu zor hareketi madde 84 ve 86 daki yönergelerle kombine olarak uygulamalısınız. 88.- Gaz verme / Hızınızı değiştirme ve doğrultunuzu düzeltip tehlikelerden uzaklaşma sizin yegane savunma yöntemlerinizden biridir. Maksimum gaz verme esnasında çatala iyice hakim olmadan vites yükseltmemelisiniz.

89 - Bir dönemeçte durmak / Çabuk durabilmek için doğrultunuzu çabuk düzeltebilmelisiniz. Tabii frenlemeden önce de bunu tam anlamıyla gerçekleştiremeyebilirsiniz (Yolun dışına savrulabilirsiniz). Yöntem, yatma açınızı azaltırken frene ayağınızı yumuşak bir şekilde artan bir kuvvetle bastırmanızdır.

90 - Dönemeçlerde yana savrulma / Dönemeçlerde lastiklerin kıpırdanmasından kaynaklanan belli belirsiz bir lastik cayırtısı duymaya başladığınızda bunu yavaş yavaş önleyebilmek mümkündür. Eğer ön tekerlek kilitlenmeye meylediyorsa arka frene basmayı sürdürün. Yolun temiz yüzeylerini deneyin ve unutmayın: Ön frene daha kuvvetli olarak asılmanız arka frenin yükünü azaltır. Çünkü tek kişi binildiğinde ön frene binen yük daha fazla olacaktır.

91 - ABS ile yapılan frenler / Hızla frenleyebilirsiniz. Size garip ve esrarengiz gelebilirler. En iyisi onlara alışmak için pratikler yapmanızdır. Ancak fren balatalarınızı ve tüm fren sisteminizi daima bakımlı tutun. Çıkmaza girmeyin!

92 - Islak tümsekleri hissettirmeden geçiverin / Sıkılı durumda olan bir arka frenle, ıslak, çimenli bir tümseği ya da kaygan bir zemini geçmek zorunda kaldığınızda kontrolü nasıl sağlamanız gerektiğini tecrübe edin. Tabii daha değerli bir yöntemi de öğrenebilirsiniz. Nasıl kilitlenmeyeceğini öğrenerek!

93 - Ön ve arka frenin aynı anda kullanılması / Çabuk durmanız gerektiğinde el ve ayak frenini aynı anda rahatlıkla kullanın. Bunun ötesinde, başka bir işlem yapmanıza gerek kalmaz.

94 - Yakıtınız bittiğinde yakıt musluğunu rezerv konumuna getirmeyi pratik edin / San Diego otobanında tekin olmayan bir Ducati ile 90 km hızla seyrediyordum. Sağımdaki trafik ise 130 km hızla seyrediyordu. Ne kadar riskli bir durum yaşadığımı tahmin edebildiniz mi?

95 - Şu gaz kolu! / Bir dönemeçte arka tekerlek kaymaya başlarsa (Mıcır, yağ veya aşırı gaz verme nedeniyle), Gaz kolunu birden kapamayın! Çekiş gücünü tekrar ele geçirene kadar soğukkanlılığınızı koruyun.

96 - Yeni bir motosiklet satın almak / Teknik olarak bu gerçekten de bir görev değildir. Ancak yeni bir motosiklet sizi daha da fazla sürüş dolayısıyla becerilerinizi geliştirme yönünde motive edecektir. Motosiklet yetkili satıcınızın da karnı doyacaktır. Bağlı sektörler işleyecek ve çark dönecektir.

(Copyright © Lawrence Grodsky / Stayinsafe Sürüş Okulu - A.B.D. / Her hakkı saklıdır.)

Çeviri: Gökhan Çervatoğlu

Cuma, Ekim 13, 2006

Honda CBR 125 Cup 2007 Başvuruları Başladı!

Honda Türkiye web sitesinde yapılan duyuruya göre CBR 125 Cup 2007 için başvurular İzmir Yarış Pisti web sitesinden alınmaya başladı.

Başvuru için http://www.izmiryarispisti.com/tr/hondacupbasvuruformu.htm adresindeki Başvuru Formu'nun doldurulması gerekiyor.

Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiye de aşağıdaki adresten ulaşabiliyorsunuz:

http://www.izmiryarispisti.com/tr/images/hondacbr/site/index.html

Honda CBR Cup

Honda CBR 125 Cup’ta Heyecan Devam Ediyor!

7 – 8 Ekim tarihlerinde İzmit Körfez Pisti’nde gerçekleşen CBR 125 Cup 5. Etap Yarışı Sarp Can Sakız’ın birinciliğiyle sonuçlandı. Pistlerdeki en çekişmeli ve en heyecanlı yarış olan CBR 125 Cup’ta yarışçılar sık sık değişen sıralama ve mücadele ile seyircilere keyifli bir yarış izlettiler.

CBR 125 Cup’ın 6. Etap Yarışı 14-15 Ekim'de İzmit Körfez Pisti'nde yapılacak ve şampiyon bu yarışta belli olacak.

Honda Türkiye web sitesinden alınmıştır.

Honda CBR Cup

Türkiye'de Motosiklet ve Sorunları

Burada da ara sıra değinmeye çalışıyoruz. Türkiye'de motosiklet kullanımının ve kültürünün yaygınlaşmasının önünde ciddi engeller var. Üstelik bu engellerin bir çoğunun kaynağı yürürlükteki yasal uygulamalar. Motosiklet ile lüküs hayat! ve Motosiklet Kullanıcıları Cezalandırılıyor! yazılarında tam da bu konulara değinmiştik.

Rüzgarın Kızı Ayşe Şule Bilgiç de Hürriyet Gazetesi'nde 5 Ekim 2006 tarihli yazısında, bu sorunlara değinmiş ve Honda Türkiye'nin bu konuda hazırladığı bir sorun listesine yer vermiş. Mevcut durumu mükemmel bir şekilde özetleyen ve büyük resmi bir seferde görmemizi sağlayan bu listeyi Ayşe Şule Bilgiç'in yazısının bir kısmından alıntı ile birlikte aynen aktarmak istiyorum:

..ülkemizde motosikletin pek çok sorunu var. Ancak bu konuda bir şeyler yapmaya çalışan o kadar az kişi ve kuruluş var ki. Yine de ben umutsuz değilim, zamanla bu sorunlara eğilmek gerektiğinin pek çok kişi farkına varacak diye umut ediyorum...

Merak ettiniz mi motosikletle ilgili ne gibi sorunlarımız var ülkemizde? Honda Türkiye tüm sorunlarımızı şöyle bir toparlamış:


Türkiye'nin Motosiklet Sorunları

Motosikletin Ülkemizdeki Sorunları Nelerdir?

Motosiklet devlet tarafından yaşama katkı yapan bir araç olarak ciddiye alınmamaktadır.

Ülkemizde motosiklet almak ve kullanmak bazı açılardan çağdaş ülkelere göre daha zordur.

Motosiklet alım vergileri dünyanın birçok ülkesine göre yüksektir.

Avrupa ülkelerinde motosiklet için sadece KDV ödenir ve bunun oranı yüzde 7-22 arasında değişir.

Ülkemizde motosiklet için KDV oranı yüzde 18’dir

Motosiklet ‘lüks tüketim maddesi’ sayıldığı için KDV’ye ilaveten yüzde 8 ÖTV (özel tüketim vergisi) ödenir

Böylece motosiklet alan kişinin ödeyeceği KDV+ÖTV toplamı yüzde 27.4’e ulaşmaktadır.

İkinci el motosikletlerde de KDV oranı yüzde 18.

Bazı Avrupa ülkelerinde plaka-ruhsat işlemleri ücretsizdir. Ülkemizde ise yaklaşık 100-125 Euro’dur.

Dünyadaki bazı ülkelerde 50 cc. mopedler bisiklet gibi kabul edilip, plaka ve ruhsata tabi değildir.

Türkiye’de 50 cc. moped ile 1800 cc. büyük motor aynı plaka-ruhsat işlemlerine tabidir.

Çağdaş Avrupa ülkelerinde 50 cc. motosiklet kullanım yaş sınırı 16 olup, Türkiye’de bu 18’dir.

Bazı Avrupa ülkelerinde 50 cc 125 cc. arası motosikletler otomobil ehliyeti ile kullanılabilir.

Türkiye’de 50 cc. motosikleti kullanmak için bile otomobil ehliyeti yetersiz olup, tekrar ehliyet almak gerekir.

Ülkemizde motosiklet ehliyeti almanın maliyeti minimum 300 Euro‘dan başlar

Ülkemizde motosiklet sürüş eğitimi veren kuruluşlardaki eğitim kalitesi genellikle yetersizdir.

Türkiye’deki yol ve trafik koşulları genellikle motosiklet sürücülerinin trafikteki durumlarını zorlaştırmaktadır.

Motosiklet ile Eşek Taşınır mı?

Evet, bal gibi de taşınır. Canım ülkemin motosiklet kültürüne hayran olmamak elde değil. Tabii bunda ekonomik ve sosyo-kültürel gerçeklerin de önemli bir payının olduğu inkar edilemez. Ancak yine de insan şaşırmadan edemiyor. İşte bir eşeğin motosiklet ile nasıl taşınabileceğini gösteren ilginç haber:

Motosiklet ile Eşek Taşınır mı?

Balıkesir'in Savaştepe İlçesi'nde, köyden satın aldığı eşeği motosikletinde bulunan sepette taşıyan sürücü, jandarma trafik ekiplerine yakalandı.

Savaştepe İlçe Jandarma Komutanlığı'na bağlı trafik ekiplerinin Savaştepe-Balıkesir Karayolu'nda yaptığı trafik uygulaması, ilginç görüntülerin ortaya çıkmasına sahne oldu. Trafik kurallarını ihlal eden ve şüpheli görülen araçların tespiti için düzenlenen trafik uygulamasında, Nedim Kurt isimli şahsın kullandığı motosiklet dikkat çekti.

Jandarma trafik ekipleri, yanında hayvanla beraber yolculuk yaptığı anlaşılan motorlu sürücüden durmasını istedi. Çevrim bölgesine yaklaşan sürücü motosikletini sağa çekip durunca, ortaya çıkan manzara görenleri hayrete düşürdü.

Nedim Kurt isimli vatandaş, köyden satın aldığı eşeğini Savaştepe'ye götürdüğünü söyledi. Belgeleri kontrol edilen Nedim Kurt, motosikletindeki yolcu veya malzeme taşımak için yaptırdığı sepetinde eşeğin taşınmasının yasak olduğunu bilmediğini söyledi. Kurt hakkında yasal işlem yapıldı.

Motosiklet ile eşek nasıl taşınır?

Cuma, Ekim 06, 2006

Beş Kafa Bir Kaska Nasıl Sığar?

Bir ara hep otomobillerde emniyet kemeri kullanmanın gerekliliği üzerinde yazılıp çizilirdi. Şimdilerdeyse, motosiklet kullanımının giderek yaygınlaşmasına paralel olarak kaskın gerekliliği konusu sıklıkla gündeme geliyor.

Motosiklet kültürüne sahip olanlar arasında kasksız motosiklet kullanmak çoğunlukla bir cehalet göstergesi olarak kabul edilir. Bunun kişisel bir tercih olduğunu öne sürenler olsa da kasksız motosiklet kullanmanın taşıdığı risk, tartışılabilir olmaktan oldukça uzaktır.

İşte tam da bu konuyla ilgili bir haber. Yurdum insanının motosiklet ve kask ile olan sevgi dolu ilişkisini rakamsal olarak ortaya koyuyor. Anlaşılan bize de motosiklet ve koruma konusunun önemini anlatmak için daha çok iş düşüyor.

Motosiklet ve Kask

Beş motosiklete bir kask!

DHA - ADANA - Türkiye'deki motosiklet sayısı, Çin malı olanların ucuzluğu ve taksitli satışın yaygınlaşmasıyla hızla artıyor. Motosikletle zorunlu olarak kullanılması gereken kask satışları ise yerinde sayıyor!

Bu yıl temmuz ayında motosiklet satışları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 88 arttı. Ancak satılan motosiklet sayısının yüzde 20'si oranında kask satılabildi. Bir başka deyişle beş motosiklet sahibinden birisi kask satın aldı. Adana'daki Gizerler Motorlu Taşıtlar Mağazası sorumlusu Sabri Atıcı, "4-5 bin YTL'ye motosiklet alanlar bile 100-200 YTL'lik kaskı pahalı buluyor" dedi. Mağaza müdürü Ali Coşkun da, "'Hava sıcak, nasıl takayım', 'Çok pahalı', 'Motosiklete o kadar para verdim, kaskın gereği yok', 'Ben motosikleti iyi kullanırım, bana bir şey olmaz' diyerek canlarını tehlikeye atıyorlar" diye konuştu.

Cuma, Eylül 22, 2006

Asya Motor'dan Motosikletli Masaüstü Duvar Kağıtları

Bugün farkettim. Asya Motor satışını yaptığı motosiklet modellerinin duvar kağıtlarını hazırlamış. Dilerseniz web sitesinden indirebiliyorsunuz.

Ben en çok, retro tasarımı ve beklentinin üzerindeki performası ile kısa zamanda oldukça popüler hale gelen AS 125 T modeli için hazırlanan bu duvar kağıdını beğendim.

Asya Motor - AS 125 T

Diğer Asya modellerinin duvar kağıtlarını da aşağıdaki adreste bulabilirsiniz:

http://www.asyamotor.com.tr/modules.php?name=Content&pa=showpage&pid=113

MotoGP Avustralya'da Zafer Marco Melandri'nin

Yarışa yedinci sırada başlayan İtalyan Marco Melandri, Fransa ve Türkiye GP'lerinden sonra, Avustralya'da da finişi ilk sırada geçerek bu sezon 3. zaferini kazandı.

Marco Melandri

MotoGP'de Avustralya'daki yarışı İtalyan Marco Melandri kazandı. Phillip Island'da yapılan yarışta ikinciliği Avustralyalı Chris Vermeulen, üçüncülüğü de Valentino Rossi son turdaki atağıyla aldı. Rossi'nin üçüncülüğü, İtalyan pilotun şampiyona lideri Nicky Hayden'la arasındaki farkı biraz daha kapamasını sağladı.

Yarışa yedinci sırada başlayan Melandri, Fransa ve Türkiye GP'lerinden sonra bu sezon 3. zaferini kazandı. Honda pilotu, bu pistte 125 cc (1999'da) ve 250 cc (2002'de) yarışlarında da şampiyonluk kazanmıştı.

Yarışa ikinci sırada başlayan İspanyol Dani Pedrosa ise, 15. sırada finiş gördü. Yarışın en unutulmaz anı, hiç kuşkusuz İtalyan pilot Valentino Rossi'nin yarışın son turunda İspanyol Sete Gibernau'yu geride bırakması ve podyumda bir yer kazanması oldu. MotoGP'de altıncı şampiyonluğunu kovalayan Rossi, son andaki atağıyla, şampiyona lideri Hayden ile arasındaki farkı 21 puana indirdi. Moto GP'de son 3 yarış Japonya, Portekiz ve İspanya'da koşulacak.

Cuma, Eylül 15, 2006

Kenan Sofuoğlu Almanya'da da Birinci!...

Kenan Sofuoğlu, Dünya Süpersport Motosiklet Şampiyonası'nın Almanya ayağını da kazanarak genel klasmanda 4. sıraya yükseldi.

Kenan Sofuoğlu

2006 Dünya Süpersport Motosiklet Şampiyonası'nda mücadele eden Kenan Sofuoğlu, Almanya'da da birincilik kürsüsüne çıktı.

Winston Tek Kate Honda takımı adına yarışan Kenan Sofuoğlu, Hollanda'daki 9. ayak yarışının ardından, Almanya'daki 10. ayak yarışında da birinciliği elde ederek, 2006 Dünya Süpersport Motosiklet Şampiyonası genel klasmanında 4. sıraya yükseldi.

Yarışların 11. etabı 1 Ekim Pazar günü İtalya'da, 12. etabı ise 8 ekim Pazar günü Fransa'da yapılacak.

Kenan Sofuoğlu

Perşembe, Eylül 14, 2006

MotoGP Malezya Rossi'ye 5. Sezon Zaferini Getirdi!..

MotoGP’de sıralama turları yağış nedeniyle yapılamayan Malezya GP’si, Valentino Rossi’nin zaferi ile sonuçlandı.

Antremanlarda en iyi dereceyi elde ettiği için yarışa ilk sırada başlayan Yamaha pilotu Rossi, Ducati pilotu Loris Capirossi’nin önünde 43.07.829’luk derecesiyle birinciliğe uzandı ve bu sezon 5. zaferini elde etti.

Valentino Rossi

Capirossi’nin ikinci olduğu Malezya’da, Honda’dan Daniel Pedrosa üçüncü, bir başka Honda pilotu ve şampiyona lideri Nicky Hayden ise dördüncü oldu.

Bu sonuçlarla, sezonun bitimine 3 yarış kala 214 puanlı Hayden liderliğini sürdürdü. 192 puanlı Daniel Pedrosa’nın ikinci sırada yer aldığı klasmanda, üçüncü sıradaki Valentino Rossi puanını 188'e yükseltti.

Markalar sıralamasında ise son durum, Honda (278), Yamaha (226) ve Ducati (180) şeklinde oluştu.

Pazartesi, Eylül 11, 2006

Dört Tekerlekli Motosiklet: Dodge Tomahawk

Dodge Tomahawk Consept aracını sadece 4 tekerlekli motosiklet olarak tanımlamak tabii ki biraz insafsızca bir yaklaşım olur. İşin gerçeği bu makineye motosiklet denilebilir mi ondan bile emin değilim. Biraz da en son yazdığım Üç Tekerlekli Motosiklet yazısına bir gönderme olsun diye böyle bir başlığı tercih ettim. Yoksa bu 5 tekerlekli motosiklet, 6 tekerlekli motosiklet diye sürüp gitmeyecek tabii ki!

Dodge, Tomahawk konsept aracında işi bir parça abartmış gibi görünüyor. Dodge'un Viper'ini bilirsiniz. Bu efsanevi araç, 8.300 cc'lik, 10 silindirli, 500 beygir gücünde dev bir motora sahiptir. Şimdi bu dev motoru alıp, üzerine bir sele ve gidon yerleştirdiğinizi, ön ve arka taraflarına da birbirlerine oldukça yakın ikişer dev tekerlek taktığınızı düşünün. İşte Tomahawk neredeyse böyle bir araç. 0-100 Km hızlanması 2,5 saniye kadar. Şimdi şu yazılanları yüksek sesle ve normal bir hızla söyleyin: "48, 49, 48, 49, 48". İşte Tomahawk 0'dan 100 Km sürate ulaştı bile.

2005 yılında toplam 10 adet satılmış. Satın alanlar henüz trafikte kullanım izni olmayan bu araçların her biri için 550 bin dolar ödemiş.

Bu muhteşem konsept aracının önümüzdeki yıl satışa sunulacağı söyleniyor. Bekleyelim, görelim...

Dodge Tomahawk

Yukarıdaki resme dilerseniz doya doya bakın, dilerseniz bilgisayarınızın masaüstüne duvar kağıdı yapıp heyecanınızı daim kılın :) Tercih sizin...

Cumartesi, Eylül 09, 2006

Üç Tekerlekli Motosiklet

Bugüne dek hep "iki teker" diye andığımız motosiklet şimdi de 3 tekerlekli olarak karşımıza çıkıyor. Belki biraz yenilik ama en çok da daha fazla güvenlik ihtiyacından sanırım. Şehir hayatına getirdiği kolaylıklarıyla motosikletin, herkesin kullanabileceği daha yaygın bir taşıt haline dönüştürülmesinin amaçlandığını düşünüyorum. Ve bunu yaparken de olabildiğince motosikletin kendi öz doğasına da yakın durulmaya çalışılıyor. O nedenle 3 tekerlekli de olsa, kullanım olarak bakıldığında 2 tekerlekli motosiklet kullanımıyla ortak özellikler taşıyor. Ama yine de gerçek anlamda motosiklet tutkusunu, keyfini, heyecanını insana yaşatır mı bilemem.

Bu motor Piaggio'nun yeni 3 tekerlekli motosikleti, bir konsept scooter.

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

İlk motosiklet modelini 1946'da üreten Piaggio artık bu sektorün bir uzmanı olarak sıra dışı tasarımlara da imza atıyor. Önde 2 ve arkada 1 tekerlek olmak üzere toplam 3 tekerleği ile sıra dışı MP3 modeli karşımıza yeni fizik ve yol tutuş kanunları ile çıkıyor. CAD teknolojisi ve FEM (Finite Element Method) bilgisayar sistemi ile analiz edilen bu modelin en büyük özelliği ön iki tekerin virajlarda aksi yönlere açılarak yana yatan sürücüye daha güvenli yol tutuşu sağlaması. Bu tasarımın en büyük nedenlerden biri de yağmurlu hava şartlarında motorcuların en büyük korkusu olan ıslak zeminde kayma riskini minimuma indirmek.

250 cc veya 125 cc su soğutmalı, 4 zamanlı, Euro 3 onaylı motor seçenekli modelin ayrıca bir çok eklenebilir aksesuarları var. Örneğin 3.5” LCD ekranlı TOM TOM rider GPS sistemi, bluetooth aparatı ve Piaggio Bluetooth kasklarını tanıma özellikleri. En güzeli de 110 litrelik toplam bagaj kapasitesi ile şehirler arası yollarda çok kullanışlı bir motor olması. Yakında resmi tanıtımı ve fiyatı açıklanacak olan motorun çok ilgi toplayacağına şimdiden kesin gözü ile bakılıyor.

Teknik Özellikler:

Motor 124 / 244 cc Tek silindir
Boyut 438.71 / 449.7 lbs
Tork 8.89 / 15.48 lb-ft
HP 15 / 22.5 bhp @ 9/8,250 rpm
HP/Weight 29.2 / 19.98 lbs per hp
HP/Liter 120 / 92 hp per liter 1/4 mile
Top Speed 64 / 77.67 mp

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

Piaggio 3 Tekerlekli Motosiklet

Bu yeni 3 tekerlekli motosikletin kısa tanıtım filmini Piaggio Türkiye web sitesi ana sayfasında görebilirsiniz:

http://www.piaggioturkiye.com

Cuma, Eylül 08, 2006

Sinemanın Unutulmaz Motosikletleri

NTV Motokeyf Programı editörü sevgili Ufuk İşman'ın çok sevdiğim bir köşe yazısını aynen buraya aktarmak istiyorum:

Sinemanın Unutulmaz Motosikletleri

İşte tam merkezinde kocaman bir motosiklet kültürü barındıran sinema tarihini unutulmaz filmleri.

Easy Rider

Easy Rider Film Afişi

1969 yapımı bu efsane film her klasik motosiklet tutkununun mutlaka görmesi gereken yapım. Filmin her bir sahnesi yağlı boya tablo keyfinde. Peter FONDA, Jack NICHOLSON ve Dennis HOPPER Harley Davidson chopper larının üzerinde Amerika’yı bir baştan aşağı geçiyorlar ve onlara yine en az film kadar meşhur olan “Born to be Wild” parçası eşlik ediyor.

Easy Rider (1969)

Jack Nicholson’ın gençlik dönemini ve o dönemin karbüratörlü chopperlarını merak edenler bu filmi baş tacı edecekler.

Born To Ride (Sürmek İçin Doğanlar)

Born To Ride Film Afişi

John Stamos, İkinci Dünya Savaşı yıllarında orduda görev yapan bir motosiklet tamircisini canlandırır.

Askeri bir seranomi sırasında, birlikleri denetleyen albayı ve onun güzel kızını etkilemek için motosikletiyle bir sov yapar. Fakat bu şov albaya güçlü Alman direnişini kırabilmak için bir fikir verir ve ilk motorize savaş bölüğü böylece kurulur. John Stamos Harley Davidson motoruyla bu birliğin başına getirilir.

Sürmek için doğanlar motosiklet sinema tarihinin ilk aksiyon içerikli filmidir. Bir aşk hikayesi ile desteklenen, sürükleyici akrabotik motosiklet sahnelerinin olduğu film klasik film tutkunlarının kütüphanesinde çoktan yerini aldı.

Fakat size bir sır vermek istiyorum. Amerikalılar, çevik ve hızlı motosikletin savaş alanlarında bu kadar aktif bir şekilde kullanılabildiğini İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman Ordusundan öğrendi ve savaş boyunca Harley Davidson tarafından üretilen 80.000 adet WLA model motosikletleri birliklerine eskort için kullandı. Born To Ride filminde de motosiklet olarak elbette orjinale sadık kalındı ve 23.5 beygir gücünde 3 vitesli bu motorlar kullanıldı…

Alman askerlerinin motosikletleri ise 26 beygir gücünde BMW R 75 motorlarıydı.

Motosiklet Günlüğü

Motosiklet Günlüğü Film Afişi

Epeyce romantik bir macera duygusuna sahip 23 yaşındaki cüzzam uzmanı tıp öğrencisi Ernesto Guevara ve 29 yaşındaki biyokimyager Alberto Granado, kırık dökük, 1939 model bir Norton 500 motosiklete atlayıp Buenos Aires'teki aile ortamlarını arkalarında bırakarak yola koyulurlar. Sekiz ay sürecek bu yolculukları sırasında motosikletleri bozulsa da, pes etmeden, hattâ bazen otostop yaparak ilerlerler. Yol boyunca rastladıkları insanlar aracılığıyla daha önce bilmedikleri, bambaşka bir Latin Amerika'yla tanışırlar; geçtikleri yollar ve manzara değiştikçe, kendi görüşleri de yön değiştirir. Machu Picchu'ya vardıklarında, muhteşem tapınak kalıntılarıyla İnka uygarlığının müthiş ağırlığı ve önemi iki genç adamı derinden sarsar. Peru'daki Amazon havzasında, gözlerden uzak bir cüzzam kolonisine geldiklerinde ise, pek çok insana ulaşamayan ekonomik sistemlerin tanımladığı ilerleme ve gelişmenin değerini sorgulamaya başlarlar. Bu kolonideki deneyimleri, gelecekteki ahlâki ve siyasi yaşamlarını belirleyerek, daha sonra bürünecekleri kişiliklerini şekillendirir?

Motosiklet Günlüğü (2004)

Arabistanlı Lawrence

Arabistanlı Lawrence Film Afişi

Tarihin en ünlü casuslarından biri olan Lawrence, Araplar'ı Osmanlılar'a karşı kışkırtıp, Arap topraklarına batılı ülkelerin girmesine ön ayak olduğu için biz Türkler tarafından elbette çok sevilmez. Ancak o dönemin tarihinde önemli yeri olan T.E. Lawrence'ın anılarından gazeteci Jackson Bentley'in araştırmalarıyla sinemaya aktarılan Arabistanlı Lawrence, 1963 yılında 10 dalda Oscar'a aday gösterilmiş, en iyi film ve en iyi yönetim dalları başta olmak üzere 7 dalda ödüle layık görülmüştü.

Arabistanlı Lawrence (1962)

Şimdi gelelim filmin bizi ilgilendiren kısmına yanı motosiklet olgusuna.

Filmde her ne kadar Lawrence develerin üstünden inmese de aslında o bir motosiklet tutkunu.

Arabistanlı Lawrence'ın kullandığı iddia edilen motosiklet, bugün Gaziantep Müzesi'nde sergileniyor... 1913 model motosiklet, iki yıl Haliç'teki Rahmi Koç Müzesi'nde sergilenmişti. Bir daha ne zaman gelir bilinmez ama çaydanlık benzeri bir çalışma prensibine sahip bu orijinal NSU marka motosikleti görebilmek için artık Gaziantep’e seyahat etmeniz gerekiyor. Gaz yağı ile çalışan motosiklet, ısınan suyun buharıyla hareket ediyor.

NSU 1913

Gaziantep'teki pek çok yaşlı, hayatı filme aktarılan İngiliz casusun Gaziantep'te bulunduğu sırada bu motosikleti kullandığını söylüyor. Karkamış'taki kazılara katıldığı bilinen Lawrence'ın 1917-1918 yılları arasında motosikleti Karkamış ve Zeugma'ya ait tarihi eserler kaçırırken kullandığı öne sürülüyor.

Çarşamba, Eylül 06, 2006

Motosiklete Binme Sanatı Bize Ne Öğretir?

Arkadaşım ve aynı zamanda "Kelebek Etkinizi Yaratın" ve "Cennet İmkansız Aşk Mümkün" kitaplarının yazarı Onur Hınçer'den motosiklet üzerine çok güzel bir yazı:

Motosiklete Binme Sanatı Bize Ne Öğretir?

1.

Yavaşlık ile anımsama ve hız ile unutma arasında gizli bir ilişki olduğunu yazar Milan Kundera. Ardından şöyle der: “Gözümüzün önüne sıradan bir durum getirelim: Bir adam sokakta yürüyor. Birden bir şeyi anımsamak istiyor, ama anı uzaklaşıyor. O anda kendiliğinden yürüyüşünü yavaşlatıyor. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan, hâlâ çok yakınında olan zamanda, sanki bulunduğu yerden hemen uzaklaşmak istiyormuş gibi elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır.”

2.

Yavaşlık anımsamakla ilgilidir ve süratlenen kişiye kolaylıkla sen bir şeylerden kaçıyorsun diyebilecektir başkaları.

Her şeyin olduğu gibi kalmasının istendiği bir kültürde sürat kaçıştır, terkediştir çünkü. Hız anımsamayı reddetmektir.

Oysa insanlar alışkanlıklarını yavaş yavaş değiştirir. Hatta birçok kez değiştirmezler bile. Gözünüzün önüne ne zaman katı alışkanlıkları olan bir insan getirseniz, aslında yavaş hareketleri ve yavaş düşünceleri olan bir adamda getirirsiniz.

Yavaşlık anımsamakla ilgilidir.

Yavaşlık alışkanlıkları korumakla, mevcut durumu devam ettirme isteği ile ilgilidir.

Yavaşlığın egemen olduğu bir kültürde, hızlılık sıradışı olacak, hızlı olana, hızdan hoşlanana garip garip bakılacaktır.

3.

Motosikletin sırtındaki insan ‘hızla’ birlikte anılır.

O, yavaşlığın söz sahibi olduğu kültürlerde bir yabancıdır. Gözler onu izler ve çok geçmeden insanlar onu yargılamanın bir yolunu bulur.

Hızlı olan kaçandır, öyle düşünülür, öyle denir.

“Neden kaçar?”

“Geçmişten” denir.

Belki de sadece geçmişten değil, belki de daha çok artık eskimiş, pörsümüş, tükenmiş alışkanlıklardan da kaçar o. Çünkü geçmişi arkada bırakıp bir geleceğe doğru atmak ister kendini.

Motosiklet Tutkusu ve Özgürlük

4.

Motosiklet sırtında felsefe yapılmaz. Yeri değildir çünkü. Ama Robert Pirsig’in dediği gibi onu onarırken, ona bakarken, onu temizlerken felsefe yapma şansınız vardır. Üstelik motosiklet size bir dolu deneyim vermiştir. Hız konusunda, geride bırakılanlar konusunda, anın içinde olmak konusunda, rüzgarın teninize teması konusunda, bir dönemeçte hızla karar almak konusunda...

Motosiklet sırtında “düşünce” ile “eylemin” arasındaki mesafe kısalır. Bu sporcularda da gelişmiş bir yetenektir.

Bu sayede düşünce ile eylem birbirinden ayrı, birbirinden bağımsız şeyler olmaktan çıkarlar.

Birbirlerine karışır, birbirlerinin yerine geçerler, birbirlerine yapışırlar.

5.

Motosiklet sırtında felsefe yapılmaz. Yeri değildir çünkü. Bir topun peşinde koşarken de yapılmaz felsefe. Ama her ikisi de çok şey öğretir bize.

Düşünce ile eylemin arasındaki mesafe kısalır.

Ve bu sayede hayatın üzerine düşünmekten çok, onun içine dört kolla dalmamız gerektiğini farkeder, bunu bir kere daha anlarız.

Alışkanlıklarımız ‘yavaşla’ der bize. Öyle buyururlar. Aceleye gelmez hayat.

Oysa hayat belki de en fazla “aceleye” gelmelidir.

6.

Yavaşlık korumaktır, eskiyi, geçmişi alışkanlıkları...

Hızlanmak yitirmektir. Ama sadece yitirmek değil, yeni şeyler de bulmaktır.

Elindekini kaybetmekten korkan, motosiklet üzerindeki adama garip garip bakar. O adam her şeyi tüm kurallarına göre yapıyor olsa bile.

Ne gerek vardır iki tekere...

En iyisi dört tekerdir, bir de kafanın üzerindeki dam.

7.

Yaşam daha çok bir denge işidir. Biraz korumak, biraz yitirmek. Yani biraz araba, biraz motosiklet...

Herkes yavaşla dediğinde hızlanmayı bilmek.

Herkes hızlan dediğinde yavaşlamayı göze almak.

Sadece inat olsun diye değil tabii, doğrusunun o olduğuna inandığı için hızlanmak ve yavaşlamak.

Bu yüzden çoğunluğun “Değişmeyelim”, “Aynı kalalım”, dediği yerde, değişimi tetikleyecek şeylerden biri motosiklet kültürü, motosiklet tutkusu...

“Göze alabilme” özgürlüğünü bize verdiği için.

Özgürlüğümüzü unutmamamızı sağladığı için.

Ve düşünmekle eylemin arasındaki bağı anımsattığı için.

8.

Kendimizi düzeltmenin yolu büyük stratejilerden geçmez pek, gerekli olan daha çok işe koyulmaktır.

Yavaşlık sık sık alışkanlık ve strateji üretir. Dozunda olduğu sürece gereklidir bunlar.

Hızlandığımızda ise “işe koyulur”, “yaşama atılırız” dört kolla.

Motosikletin sırtında felsefe olmaz. Yeri değildir çünkü.

Hava aydınlık, yollar düzgünse hızlanır, yağışlıysa yavaşlarız...

Onur Hınçer kişisel web sitesi: http://www.onurhincer.com
Onur Hınçer blog: http://onurhincer.blogspot.com